Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Gözlerindeki Canavar serisinin ikinci kitabı Ignazio'nun gözünden anlatılıyor. İlk kitapta Karissa gözünden Naz'ı tanımıştık ama bu kitapta tamamen her şey bir sonuca bağlandı. Naz asla iyi bir adam olmadı. Her ne kadar Karissa içinde bir iyilik gördüğünü söylese de. Naz gerçekten tam olarak bir seri katil. Bu seriye başlayacaksanız bu tarz kitaplar okumayı sevmiyorsanız beğenmeyebilirsiniz. Ben de dark roman okumayı sevmem ama nedense bu seriyi seviyorum. İlk okuduğum Dark Roman olduğu için muhtemelen. Sonra okuduklarım özellikle de herkesin bayıldığı Made serisi benim çok da sevmedigim bir seri olmuştu. Sürekli kadınların ezildiği bir kitap olması sanırım beni çok bağlamamıştı.
Ama Naz... Gerçekten iyi ki kitap Naz'ın ağzından yazılmış. Karissa çok salak bir karakter maalesef. Hâla Naz gibi bir adamın Karissa gibi birinden nasıl hoşlandığını da anlamış değilim. Ama Karissa'ya sonlarda üzüldüm. Kimsesiz ve gidebilecek bir yeri de yok. Bazı şeyleri net görememesi de annesinin onu kapana kısılmış bir şekilde yetiştirmesi. Kısacası seriyi ben beğeniyorum. Ama kitap herkesin beğeneceği türden bir kitap değil. Seriye bunu bilerek başlamanızı tavsiye ediyorum.
Bu tarz kitapları hiç sevmememe rağmen bu kitap okuduklarımın en iyisinden biriydi. Gerçekten efsaneydi. Belki de ilk okuduğum dark kitap oldugu için. Made serisini de okudum beğenmiştim ama bu kadar sevmemiştim.
Karissa üniversite okuyan bir gençtir. Seksenler partisine katıldığı gün gizemli bir adamla tanışır. Ama gerçekten "gizemli" bir adamla. Hayallerindeki prensi bulduğunu düşünür. Ama ya kötü adamın ta kendisiyse. Klişe değil asla çünkü gelişen olaylar sonunda şaşırmıştım.
Ignazio Vitalie. Sadece adını söylüyorum ve bu kadar diyorum. Anlatamıyorum kitabı spoiler olduğu için sadece Yabancı kitabına kurgusu bir tık benziyor diyebilirim. Ediz gibi toksik ve davar bir erkek değil. Kurgu olarak intikam olayı benziyor. Daha fazla yazarsam spoiler olacak. Asla sadece kötü adam iyi kız kurgusu değil. Kitapta ters köşe var ama tahmin edebilirsiniz dikkatli okursanız. Kitaptaki sek falso yaş farkı ama da zaten sebepli. Olağan bir tanışma değil çünkü normal bir ikili okumuyoruz özellikle Ignazio tarafından. Eğer Dark Roman seviyorsanız benim okuduğum ve begendiğim tek dark roman. Kitaptaki tek rahatsız edici olan şey yaş farklı. Bu kişiden kişiye değişen de bur durum tabi.
•
"Gerçekten kaçış yoksa, gerçeği bilmek ne kadar ürkütücü olabilir?"
"Belki de masal yanlıştır. Belki de Külkedisi sonsuza dek mutlu yaşamamıştır. Belki de gece yarısı olduğunda oradan kaçmak istemiştir. Belki de prensi buna izin vermemiştir."
"Onun gözlerinde belki de gerçek canavar bendim."
"Ya masaldaki yakışıklı prens kötü adamın ta kendisiyse?
Made serisinin ilk kitabını ben de okumuş bulunuyorum. Nicolas, yeraltı dünyasının en zengin adamlarından biri. Kadınların sözleşmeyle evlendirildiği ve seçme haklarının olmadığı bir hayat düşünün. Nicolas bu sözleşmeyle Elena'nın kardeşiyle nişanlanır. Gelin görün ki kardeşi Adriana'dan çok Elena ön plandadır ve bir çekim var aralarına. Dark Romance okumak benim için kolay değil açık söylemem gerekirse özellikle de Nico'nun feministiğin uzaklarından bile geçmemesi, ki feministiği geçtim dümdüz hödük diyebileceğimiz bir karaktere sahip kendisi. Sanırım kitabı okurken en çok Nico'nun karakterine sövdüm. Sürekli sanane be gerizekalı diye diye kitabı bitirmiş bulunuyorum. Bu tarz şu ana kadar okuduğum 3. seriydi bu ve kesinlikle ama kesinlikle Dark Romance türünde bir kitap okumak istiyorsanız Gözlerindeki Canavar serisini okumanızı öneririm. Kitap kötü değildi ama kadınların ezilerek gösterildigi erkek egemen bir kitaptı. En azından ben okurken öyle hissettim. Kitapla ilgili en iyi şey kesinlikle o kadar hızlı okunuyor ki tam çerezlik ve aşırı akıcı bir kitaptı.
Pişmanlık, yeryüzündeki cehennemin bekçisidir.
Ginny Morales, peşi sıra sürüklediği derin pişmanlığı ve hüzün dolu gözleri ile Adam Rogers'ın karşısına çıktığında yıllardır uyumakta olan bir canavarı uyandıracağından habersizdi. Canavar güzel gözlerindeki kavurucu zalimlikle onu bir seçim yapmaya zorlandığında ise elindeki tek şeyi ; özgürlüğünü feda etti. Adam Rogers, en büyük yarası yıllar sonra yeniden karşısına çıktığında geçmişle olan hesaplaşmasının henüz bitmediğinin farkındaydı. Ne yarattığı yeni kimliği ne de büründüğü çelik zırh onu Azraili'nin çağrısından alıkoyabilirdi. Ensesine çöreklenen şeytanlarla bir zamanlar sevdiği küçük kıza ve benliğine savaş açtı.
Kötülük bir seçim midir, yoksa varoluş sebebi mi?
Açıkçası kitabı tek cümleyle açıklamaya çalışsam: "Hastalıklı bir aşk hikayesi" derdim. İki tarafın da hem fiziksel hem psikolojik hem de cinsel şiddete maruz kalışını ve bunun onlarda yarattığı sorunların kendi benliklerinde nasıl sergilediğine şahit oldum. İki taraf da yaralı, iki taraf da sağlıksız. Bir taraf intikamın diğer taraf sevginin her şeyi çözebileceğine inanıyor. Ve sonunda birbirlerini bulsalar da kendilerini kaybediyorlar. Ginny bunları hak etti mi? Kesinlikle hayır. Tüm hıncını, öfkesini, kinini aynı şeyleri yaşayan ve o zamanlar kendisinde yarattığı travma sonucunda öyle yapan küçük bir kızdan özellikle hala sevdiği birinden çıkarması çok acımasızdı.
Pek sevemedim
Sıradaki kitabımızda mafyaya mensup bir arkadaş ve gerçekte kim olduğunun farkında olmayan bir kızımız var. Açıkçası konuşmak gerekirse ikili arasında ki ilişkiyi pek sevemedim kız sürekli fakirlik edebiyatı yapan bir arkadaş. Erkek ise tam bir mobbing ustası yani hiç sevemedim pek bir meymenetsiz. Fakat kitap kendini okutuyor ne diyim. Meraklısı vardır herhalde illa okumak isteyen.
Bu türde ilk kitap okuyuşum. Açıkçası büyük yaş farkları olan karakterler bana çekici gelmiyor. Ki bunu bilseydim kitabı almazdım bile. Fakat okurken fark ettim ve kitabı yarım bırakmak istemedim. (Kitap fiyatları da malum)
Her neyse.
En başından beri Naz’ın kötü adam olduğunu ve bizim Karissanında aşırı saf olarak bunu hiç düşünmediğini okuduk. Adam asla normal bir tip değil ama bizim Karissa aptal bir şekilde kendini kaptırdı gitti. Adamı iki aydır tanıyor ve seni asla terk etmem diyor. He canım he.
Kitap benim tipim değil. Adama hiç ısınamadım ve aşık olmaktan çok saplantı haline getirdiğini düşünüyorum. Ama fark etmez çünkü bu bir mafya kitabı ve aşktan çok saplantı kitaba daha uygun.
Kitaptaki gizem son yüz sayfaya kadar çözülmek bilmedi. Sürekli bunlar yatak, yemek, okul diyerek günlerini geçirdi ve birazcık sıkıcı olmaya başlamıştı. Kızın gözünün önündeki işaretleri görememesinden bahsetmiyorum bile. Kitabı sevdim diyemem ama bu türü okumak isteyenler kesinlikle sever diye düşünüyorum. Çünkü erkek karakter 38 değilde 20lerinde olsaydı ve kızda 18 yerine hiç değilse 20 olsaydı kitaba bayılırdım. Ayrıca yatak sahnelerinde rahatsız edici durumlar vardı. Şiddet ve cinsellik harmanlanmıştı ve açıkçası hoşuma gitmedi.
Kitabı sadece bu türü sevenlere tavsiye ediyorum.