tüm zamanların en iyisiydi, belki de en kötüsü.
bilgeliğin çağıydı. aptallığın çağıydı.
inançların dönemiydi. inançsızlığında.
mevsim aydınlığın mevsimiydi, belki de karanlığın...
❀❀❀❀❀❀❀
Her ihtiyacımızı bulabileceğimiz dükkanlar var elimizin altında değil mi? Ama hepsi hayatta kalmak için ya da yaşadığımız anlardaki ihtiyaçlarımız. Peki ya ölmek istersek? İşte o zaman buyurun intihar dükkanına. :)
Bu dükkan bir aile işletmesi. Anne, baba ve çocukları tarafından idare ediliyor. Ama ne idare! Trajikomik olayların etrafında siz düşünmeden belleğinizi saran bir sorgulama mekanizması oluşuyor. Ölmek isteyen insanlar, tıpkı herhangi bir markette tezgahtara hangi peynirin lezzeti daha iyidir sorusunu sorması kadar normal bir şekilde hangi ölümü tercih etmek gerektiğini soruyor. İşletmeye göreyse bunlar birer müşteri, birer nimet. Her türlü pazarlama ve reklama açıklar. Müşteriyi dükkana çekmek için çeşit çeşit düşünceleri var. Gel gelelim hayat bu aileyi kendi çocuklarından vuracak. Hem de en olmaması gereken şekliyle.
Beklentimin üzerinde bir kitap oldu benim için İntihar Dükkanı. Bu kadar sevebileceğimi tahmin etmemiştim. Bitirir bitirmez bir çok arkadaşıma tavsiye ettim bile. Hem çok eğlendim hem çok etkilendim. En küçük çocukları Alan ile birlikte değişimin ve umudun, karamsarlığın üzerindeki etkilerini de keyif alarak okudum. Şu sıcak günlerde ilaç gibi gelecek bir kitap.
Karanlık günler dilerim, Elveda! :)
İthafım sizlere efendim ;