Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayat çoğu zaman kostümlerimizi giyip kuklalaştığımız bir tiyatro. Kuklayız çünkü her saatimizi toplumsal güdünün istediklerine göre planlıyoruz. Farklı şeyler üzerine düşünmek şöyle dursun yaptığımız şey üzerine bile neden diye düşünemiyoruz. Güdülenmenin getirdiği düşünememe kolaylığının hazzı hapsediyor bizleri. Tiyatrodayız çünkü kendimizi tanımadan, olmak istediğimiz bir tasavvurun içinde yaşamak istiyoruz. Herkesin belirli sıfatları kostümleştirtiği bu tiyatronun kıyafetleri yırtık ve pırtık oysa; güçlü görünmek, güzel görünmek, karizma görünmek, biliyor görünmek. Hep görünmenin telaşesi, hiçbir zaman olmanın gayreti yok.
Güçlü olmak istiyorum güçlü görünmek değil. Mutlu olmak istiyorum, mutlu görünmek değil. İyi olmak istiyorum iyi görünmek değil... Ne çok görüntüyle alâkalı her şey, görünene ait sanki yaşam. Hâlbuki görünmeyenin elinden akıyor zaman. Görünmeyenden alıyoruz tüm varlığımızı, yaratılışımızı. Görünmek adına her şeye bürünüyoruz ve eziyoruz ayaklarımızın ve gururumuzun altında her şeyi. İnsan olmak adına insan olmaktan çıkıp var ediyoruz kendimizi. Güzel dışında hiçbir şeye yaşam hakkı tanımıyoruz. Güzellik de belli bir kesimce kısıtlanmış alana hitap ediyor. Herkesin güzel bulduğu şeyi sahipleniyoruz ruhsuzca. Samimiyet, merhamet ve değer yargılarını değersizleştiriyoruz sahip olmadığımız için. Şöyle düşünüyorum da ben ötekileştirdiğiniz o kişiyim. Kimseyi kendi düşüncelerimin altında ezmeye çalışmadım. Kendi güzelliğimi kimsenin önünde bulmadım; gördüğüm her şey daha güzeldi benim için. Daha güçlü hissetmek için kimseyi de ezmedim. Ego savaşım bir başkasının yıkımı olmadı. Çocukluğumdaki gibi kalmayı istedim hep. Öylesine olduğum gibi, içimden geldiğince, çaba sarf etmemiş çocuk kalbimle. Neden iyi şeyler terkediliyor hep, neden olduğuna sahip çıkmadan olacağının peşine düşüyor insan. Kavgam bitmedi, bitmeyecek hatta kendimle bile. Evrildiğim her şeye, herkese karşı çocuk yanım savaşta olacak. Ne zaman kendimden gitsem yine kendime doğru kosacağım. Çocuk adımlarımla, çocuk şarkılarımla, çocukken sevdiklerimle. Şimdi nasılım bir yanım hâlâ o günlerimden kalma, bir yanım büyüyor bir yanım eksik ve o çocuktan eksilmiş...🦉✍🏻
Reklam
“Güçlü görünmek, güçlü olabilmekten çok daha ağır.”
Hayat çoğu zaman kostümlerimizi giyip kuklalaştığımız bir tiyatro. Kuklayız çünkü her saatimizi toplumsal güdünün istediklerine göre planlıyoruz. Farklı şeyler üzerine düşünmek şöyle dursun yaptığımız şey üzerine bile neden diye düşünemiyoruz. Güdülenmenin getirdiği düşünememe kolaylığının hazzı hapsediyor bizleri. Tiyatrodayız çünkü kendimizi tanımadan, olmak istediğimiz bir tasavvurun içinde yaşamak istiyoruz. Herkesin belirli sıfatları kostümleştirtiği bu tiyatronun kıyafetleri yırtık ve pırtık oysa; güçlü görünmek, güzel görünmek, karizma görünmek, biliyor görünmek. Hep görünmenin telaşesi, hiçbir zaman olmanın gayreti yok.
Hasan Gök
Hasan Gök
Uyusun da büyüsün nenni
Bağırmak içimdekileri haykırmak istiyorum. Herkesin sağır olduğu bir dünyada sesimi duyurmak istiyorum. İçimdeki o kız çocuğunun kalbi kırılıyor onunla oturup dertleşmek, reçetesine psikiyatri ilaçları yerine saatlerce ona sarılın saçlarını okşayın yazmak istiyorum. Yaşamak istiyorum. Yaşamadığım için ölmek istiyorum. Kazanmak istiyorum ama savaşmak istemiyorum. Çok şey istiyorum gibi gözüküyor ama sadece sevgi ve saygı istiyorum. Her şeyi tek başıma taşımak istemiyorum. Ne isteyip istemediğimle ilgilenen kimse olmasa da o cam şişeyi okyanusa atmak istiyorum. Huzurlu bir dünya istiyor ama kendi içimdeki savaşı bile durduramıyorum. Tüm sesler kesilsin kalbimin çıtırtıları duyulsun hepsi pişman olsun istiyorum. Ama bir yandan güçlü görünmek istiyorum. Uyumaya ihtiyacım var ama böceklerden korkuyorum. Uyumaya ihtiyacım var ama uyanık kalmamı gerektiren sorumluluklarım var. Uyutuluyorum. Ninnilerle uğurlanıyorum. Aniden değil zaman içerisinde kapatıyorlar gözlerimi. Uyumak istemiyorum. Kesinlikle uyumak istiyorum. Hiç uyanmadım ben dünyayı keşfetmek istiyorum. İzin vermiyorlar uyumazsam iyi bir kız olamam. Uyuyup büyümem lazım. Annem ve babamın prensesi olamam uyumazsam. Kimse sevmez yaramaz çocukları. Gözlerim kapanıyor. Sessizliğe gömülüyor ve uyuyorum. Maalesef uyuyorum. Sonunda uyuyorum.
Onlar güçlü, gururlu ve dik görünmek için kafalarını devekuşu gibi sessizliğe gömdüklerinde, bizim gördüğümüz şey gökyüzüne doğru dikilmiş bulaşık kıçlarıdır.
Reklam
Küçükken ne kadar sesli ağlardık, Biri gelip bizi teselli etsin diye. Şimdi ise sessizce ağlıyoruz, Kimse bizi duymasın diye. Güçlü görünmek, güçlü olabilmekten çok daha ağır.
Demek ki hiçbir şey anlamadın.
Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan, güneşini yakalayıp gözüne yerleştirmek için beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan, yarına inanmak için gün batımına, iyi kalpli görünmek için zayıflığa, ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa, demek ki hiç bi şey anlamadın…
Bertolt Brecht
Bertolt Brecht
"Serüvene atılmak için trenler bekliyorsan, güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için beyaz yelkenlerin gelip seni almasını bekliyorsan, yarına inanmak için gün batımına, iyi kalpli gözükmek için zayıflığa ve güçlü görünmek için öfkeye gereksinimin varsa, demek ki hiçbir şey anlamadın! |Jacques Brel|
Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan, Güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için, beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan, Yarına inanmak için günbatımına, İyi kalpli görünmek için zayıflığa, Ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa; Demek ki, Hiçbir şey anlamadın! Jacques BREL
Reklam
ERKEK TİPOLOJİLERİ Kişilik sorunu, otuz yıllık mücadele tarihimizin en temel sorunu olarak süregelmiştir. Kürt toplumsal gerçekliğinin karmaşıklığı, dış güçlerin baskıcı-asimile yöntemleri ile ortaya çıkan kişilik gerçekle- ri, her boyutuyla içinde bulunduğu çıkmazı derinleştirmiştir. Kürtlük bilincinin kişiliklere parçalı yansıması, ağırlıkta da
Güçlü görünmek zorundaydım Ne kadar acıtsa da hislerim'
1.345 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.