Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
124 syf.
8/10 puan verdi
Kitap bir atın Ahmetin evinin önüne gelmesiyle başlayan Ahmet ve Gülbahar 'in aşkını anlatıyor. Tabiki sadece bu değil. Yer yer Osmanlı eleştirisi ,Mahmut Paşa eleştirisini de ince ince işlemiş.Bu kısımlar soru işareti bırakmadı değil.Aynı zamanda halkın birlik olmasını ve inandıkları zaman birçok şeyi değiştirebileceklerine de değinilmiş. Kitap gayet akıcı olaylar karmaşık değil rahat okunabilecek bir eser.
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227,7bin okunma
Bayezid'i, bir veya iki yıl sonra da Geverhan Sultan'ı doğuran Gülbahar, 1451’de eşi padişah olunca Edirne Sarayına taşınmış olabileceği gibi, yaklaşık otuz yıllık bir zaman boyutunda haremine aldığı hatun ve cariyelerin sayısı en az 17 verilen Fatih'in de onu bir süre Bursa Sarayında oturttuğu, oğlu Bayezid'i 1454'te Amasya sancakbeyliğine atadığında ise birlikte oraya gönderdiği, bu eşiyle ilişkisinin de tamamen kesildiği; oğlunun aralıksız 27 yıl süren Amasya'daki sancakbeyliği boyunca Gülbahar'ın orada kaldığı söylenebilir. II. Bayezid'in Mayıs 1481'de tahta çıkmasından sonra Amasya'dan İstanbul'a dönen ve "valide hatun" konumunda, Eski Saraya yerleşen Gülbahar'ın, oğluna yazdığı tarihsiz iki mektubu Topkapı Sarayı Müzesi Arşivindedir.
Sayfa 148 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Reklam
Varlıklarından hiç söz edilmeyen "cariye" konumundakiler bir yana bırakılsa bile, “Sadece nikâhlı hatunlarının değil, haremine giren bütün kadınların sağlıklı bir listesini yapmanın, bunlardan hangilerinin, hatunlara özgü ayrıcalıkları elde ederek yaşamlarını onun hareminde geçirdiğini saptamanın" bile güçlüğünü vurgulayan Alderson, The Structure of the Ottoman Dynasty'deki XXVII. tabloda, Fatih'in koynuna girmiş muhtelif ırklardan 17 hatun göstermiştir. Mamafih, bunlardan kimilerinin birer eş sayılamayacağı yaşamöykülerinden anlaşılıyor. Adnan Giz, "Fatihin Dört Karısı" yazısında, "İsim ve hüviyetlerini az çok tesbit edebildiğimiz Fatih'in üç zevcesi Sittişah Sultan ile Gülbahar ve Gülşah hatunlardır," diyor ve Gülbahar'la Gülşah'ın "kul cinsinden" (cariye) olduklarını belirtiyor. A. Giz, Fatih'in dördüncü eşi olarak da Cem'in annesi Çiçek Hatun'u tanıtmış. Gerçek şu ki, Sitti Mükrime, Türk soylusu nikâhlı hatun; Gülbahar, II. Bayezid'in; Çiçek, Cem Sultan'ın anneleri olarak, Fatih'in eşleri arasında ön plandadırlar. Diğerleri için söylenebilecekler sınırlıdır. Kızlarına gelince, Gevherhan Sultan dışındakilerin yaşamları belirsizdir. Kızları da “hatun" sanıyla değil, “sultan" sanıyla anılmışlar. Bu unvan sonraki padişahların kızları için de geçerli olacaktır.
Sayfa 146 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
264 syf.
·
Puan vermedi
Türklerin tarih boyunca kurdukları en önemli devletlerden biridir Büyük Selçuklu Devleti.. Selçuklular; Orta Çağ’da Türk ve İslam dünyasına getirdikleri yenilikler, kurallar ve teşkilatlar ile kendisinden sonra kurulan Türk devletlerine örnek olmuşlardır. Bilge Kağan gibi Büyük Selçuklu Devleti sultanları da sahip oldukları Türk hakimiyet anlayışına ve mensubu oldukları İslam dininin esaslarına göre hangi soydan, dinden veya medeniyetten olurlarsa olsunlar hakimiyetleri altındaki milletlere karşı kendilerini sorumlu tutmuşlardır. Bu kitapta, tarih sahnesine çıkan, Büyük Selçuklu Devleti’nin kuruluşundan yıkılışına kadar geçen sürede tahta çıkan hükümdarları, sosyal, siyasi, kültürel olayları ve Anadolu’nun nasıl Türk yuvası haline geldiğini canlı, akıcı ve düzenli bir anlatımla okuyoruz. Selçukluların varoluşu ile başlayan kitap, Selçuklular dönemindeki çeşitli padişahlarından bilgilerle, başlıklar altında bize faydalı bilgiler sunuyor. Büyük Selçuklu ve onun ön Asya’daki devamı olan Anadolu Selçuklu Devleti’nin bazı önemli dönemlerini sade ve akıcı bir dille ve ana hatlarıyla kaleme almış, son bölümde kaynakları gösterilmiş bir eser. Tarihini bilmeyen geleceğine ışık tutamaz. Okuyunuz. #Selçuklular @yediverenyayinlari @yediverencocuk @acayipkitaplar
Duygu Kuruoğlu
Duygu Kuruoğlu
@butikkitapcom #bloghemsire #yediverenyayinlari #okumaaliskanlıgınız
Selçuklular
SelçuklularGülbahar Işık · Yediveren Yayınları · 202112 okunma
124 syf.
·
Puan vermedi
Üç kıtanın hakimi ️ Osmanlı padişahları, Avrupa kralları gibi taç giymez, sadece kılıç kuşanırlardı. Taç debdebenin sembolü, kılıç ise "i'lâ-yı kelimetullah" uğruna cihadın alâmeti ve fethin sembolüdür. En iyi nizam Müslümanların elinde bulunuyordu. Hakimiyet mefkûresi asla şahsi veya milli bir gururla değil, İlahî bir emir ve inanç ile vücut buluyor, beşeriyeti Hakka, adalete ve saadete erişmek maksadıyla bir dünya nizamı davasına ve insanlık idealine dayanıyordu. ️  İlk Türk İslâm halifesidir ve ''Hâdim'ül-Haremeyn'uş-Şerifeyn'' unvanına sahiptir. Babası II. Bayezid, annesi Gülbahar Hatun'dur. Kısacık ömrünü başarıdan başarıya koşarak geçiren padişah topraklarını üç katına çıkarmıştır. Büyük bir  davanın arkasında günahları ve sevaplarıyla yürüyen "ittihad-ı İslam" mefkûresinin öncülüğünde yapan, bu sıfatıyla da Bediüzzaman gibi son devrin en büyük âlimine " Ben" ittihad-ı İslam" davasında Yavuz Selim'e biat etmişim." dedirten mert, cesur, kararlı, genellikle sert, aynı zamanda müşfik, şair ruhlu bir cihangirdi. Yavuz Sultan Selim, Batı'ya sefer düzenlemek amacıyla yola çıktığı sırada hastalanarak vefat etmiştir. "Geri dönmek azim ve celadete yakışır hallerden midir? Siz geri dönseniz bile ben tek başıma düşmana karşı yürürüm... | Yavuz Sultan Selim Yavuz Bahadiroglu hocaya rahmetle
Yavuz Sultan Selim
Yavuz Sultan SelimYavuz Bahadıroğlu · Nesil Yayınları · 20111,168 okunma
Kötüyüm desem, daha kötü günlerime ihanet olacak İyim ben merak etme.. Gülbahar ACAR
Reklam
124 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
"Ağrı Dağının doruğuna yakın bir yerlerde, güneybatı yamacında bir göl vardır, adına Küp Gölü derler. Bir harman yeri büyüklüğündedir göl. Som mavi bir sudur. Kuyu gibi. Kırmızı, keskin ışıltılı kayalıkların dibindedir. Her yıl bahar gözünü açar açmaz Ağrı Dağının tekmil çobanları gölün kıyısına gelirler, güneş damgalı kepeneklerini bakır toprağın üzerinde serip gölün kıyısında sıralanırlar, kavallarını çıkarıp doğan günle birlikte "Ağrı Dağının Öfkesi" ni gün batımına kadar birlikte çalarlar. Ağrı Dağı çobanları güzel kara kederli gözlüdürler. Uzun çok güzel parmakları vardır. Bazısının gür, altın sakalları dalgalanır. Küçücük bir ak kuş çobanlar kaval çaldırkları sürece üstlerinde döner durur. Gün kavuşunca çobanlar karanlığa karışıp giderler. Ve tam bu sırada da dönüp duran ak kuş gölün üstüne süzülüp iner, kanadını suyun som mavisine daldırır, sonra o da çobanlarla birlikte, karanlığa karışır. Kanadın değdiği yerde göl incecikten dalgalanır, ince dalgalar genişleyerek gelir, bakır kıyılara vururlar. Sonra, iri bir atın gölgesi gölün üstüne düşer, süzülür gider.” alıntıyla başlamak istiyorum incelememe. Ağrı Dağı'nda bulunan dağ köylerinden birinde yaşayan Ahmet ve Mahmut Han'ın kızı Gülbahar arasındaki aşkı ve bu sevdalıların kavuşmak için yaptıklarını anlatır. Destanın geçtiği dönemde yaşamış halkın kültürüne ve ananelerine yer verilir. Bunların dışında roman anlattığı destanın karakterleri üzerinden insan psikolojisini irdeler. İyi okumalar.
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227,7bin okunma
47 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Şah İsmail'e elçi gönderilecektir ama bu görevi yapacak kabiliyette bir elçi bulunamaz. Şah İsmail'in gönderilecek elçiye kötü muamelesinden korkulur. Sonunda oldukça cesur, dünyaya minnet etmeyen, devletini seven Muhsin Çelebi saraya davet edilir ve olaylar gelişir.
Pembe İncili Kaftan
Pembe İncili KaftanÖmer Seyfettin · Baloncuk Yayınları · 20205,5bin okunma
"En son sarıldığım kişi; Şimdi toprağın altında.." Kimse gidişiyle beni korkutacak sanmasın! Gülbahar ACAR
Bana beni değersiz hissettiren herşeyden uzaklaşıyorum artık... Niye soğuk davranıyorsun demeyin! Gülbahar ACAR
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.