Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Meryem Yaşar

Meryem Yaşar
@gulyeser
Phd Candidate/İstanbul Üniversitesi
İstanbul
İstanbul
4 okur puanı
Eylül 2023 tarihinde katıldı
Bir bakıma iyilik dediğimiz şey, kötülüğe yaklaşma konusunda şiddetle burun kıvırırken kötülük daha cesur davranıp ona yaklaşmayı göze alabiliyor...
Sayfa 83
Reklam
Ama hiçbir hayatta sonsuza kadar saf bir mutluluk içinde olamayız. Öyle bir hayat olabileceğini düşünmek ancak yaşadığımız hayattaki mutsuzluğumuzu büyütmeye yarar.
Sayfa 177
Şimdi onu iyice hatırlamıştım. Çirkince köyü, otuz sene önce bu köyde oturan tek müslüman, bu Giritli kahveciydi. O da bizim misafir kaldığımız yüzbaşıyı, çocukları, hatta beni ve kardeşimi hatırladı. Buraya hangi hayalin peşine takılıp geldiğimi öğrenince gözlerini yüzüme dikti. O da aynı hayalleri arayıp bulmak istiyormuş gibi daldı. Sevgili bir ölünün başında bekleyen iki acılı insan gibi konuşmaktan çekinerek karşılıklı oturduk.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
'Çünkü, sanat yeryüzünde ve insanların içinde olup bitenleri, çöplükle sarayı aynı hakikatten uzak ve güzelleştirici örtüye bürüyen ay ışığı gibi, tatlı bir yalan bulutunun arkasından göstermeye mecburdu...'
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
Sayfa 96
Reklam
''İyilerin ödülü ahiret hayatının güzelliklerini yaşamak olmalıdır..''
Sayfa 29
Araştırma yoluyla yola çıkan insanın, bugün kendi çözemese de yarın ki kuşağa miras bırakacağı meselelerle uğraşmaması, ardından belgeler bırakmaması ne kadar yazık.
Sayfa 101
Tesadüflerin oyuncağı olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Yaşayışımıza etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmektense hayatın ve muhittin şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak, daha makul daha kolay değil miydi?
Sayfa 50
İnsanlar tesadüfen karşılaşmazlar. Onları karşılaştıran Allah'tır.
Sen yoktun o zamanlar, çocukluğumda en çok yağmuru severdim ben… Ne zaman bir dert gelse bana, yağmur yağar, Dinler, dokunur, ve topraktan kalkan o kokuyu koklardım… Ateşim sönerdi.. sonra büyüdüm.. gözlerini gördüm, Yandım, yağmur yağdı, ve ilk kez sönmedim..
Sayfa 89
Reklam
Her yüce ruhta görüldüğü gibi, kendi değerinden başka hiçbir şeye borçlu kalmamak düşüncesindeydi.
Bir roman, bir yol boyunca gezdiren bir aynadır.
Sayfa 76
''Ah dostum, hayat ve yaşamak için gerekli şeyler şehirlerde bulunmaz. Şehirlerde teneffüs ettiğimiz hava bile saf değil. Bin kişinin ciğerine girip çıkmış, çürümüş, bin türlü yerden geçmiş bir havdır ki kırların saf havasına nispetle onları teneffüs etmek kaynakların soğuk ve leziz sularına karşılık acı ve kokuşmuş göl suları içmek gibidir.''
Sayfa 86
Gülen yüzün altında acı çekmiş gerçek bir yüz görüyorum.
Sayfa 67
Gerçek alçakgönüllülükleri, zayıflıklara ya da ilgisizlikleri yüzünden her şeye katlananlara her şeyi çektirmek insanoğlunun yaradılışında bulunan bir şeydi belki de.
Sayfa 17
İnsanlar yaradılışlarına göre ne idiyseler o olurlar; ama eylemleriyle mutluluğa ya da tersine ulaşırlar
Sayfa 15 - Dr. Enes Akyüz /Nobel kitabevi
Reklam
'Mahsun gönül! Sukut et! Güneş bulutların arkasında da neşr-i envar eder.' Senin bahtında herkesin bahtı gibidir. Her hayatta fırtına saatleri, kederli, mazlum günler olmak gerek.''
Sayfa 22
Cemal Sürayya'nın dediği gibi: 'Şiir alışkanlıklara karşı bir yaylım ateşidir.'
Gerçekliğe duyduğumuz aşkla yaptığımız ilk şey, sevdiğimiz şeylerin doğru olduğunu kendimizi ikna etmektir. Seçtiğimiz her yolu seçmemiz gereken bir kaç yol arasından seçtiğimizi sanıyoruz. Bu karar alma sürecine bilinçli irademiz katılamıyor. Eğilimlerimiz sonunda elde edecekleri zaferlerden emin olarak aklın karar vermesini onaylar.
Kötülükten ancak kötülük çıkar. Bayağılık insan ruhunu öldürür. Elbette, çok gelişmiş milletler, kötülükten de bir şeyler çıkarıp onu az gelişmiş milletlere ihraç etme yolunu bilmektedirler. Kötülüğü rasyonalize edip, ya da sanat eserlerinde dondurup, hayata ait bir canlılık bulmaktadırlar kötülükte. Burada, tek korunma yolu, kötülüğün üstünden akıp gitmesini sağlamaktır.
Sayfa 71
Şunu bil ki senin hükmün uyruklarının yalnızca bedenlerinedir, kalpler üzerinde kralların hiçbir hükmü yoktur. Bilmelisin ki insanları zorla kontrol altına alsan bile onların zihinlerini kontrol altına alamazsın. Malından mülkünden edilmiş zeki bir insan sana karşı kılıcından daha keskin dilini kınından çıkaracaktır. Ve eğer onu [dilini] dinde entrikalar çevirmek için kullanırsa seni en büyük kötülüklere uğratabilir. Çünkü dinin terimlerini kullanarak tartışacak, din adına öfkeleniyormuş gibi yapacak ve din için ağlayarak, o dinde Tanrıya yakaracaktır. ..
Sayfa 84
Sanki kendi mutluluğumuzu tüketmiş de, başkalarınınkini ezmekten korkuyormuşsunuz gibi, Masum muydunuz? Masumluk neyi önler? Yaradan bile keyfiniz için kuzuları boğazlamamızı söylüyor, Ama asla kurtları değil...
Sayfa 124
Reklam
Vedalaşmanın hakikatini o güne kadar meğer hiç kavramamışım. Vedalaşmak...Tekrar ne zaman buluşacağını bilmeden vedalaşmak...Ne dayanılmaz bir keder. Bir ömür, bir yıl, bir ay, bir gün, bir saat veya bir dakika sonra buluşacak olunsa bile bu kederin kalbi helak edeceğini düşünerek vedalaşmak...
Sayfa 280Kitabı okudu
Kinnamon bir Fenike adı, biz de öyle diyoruz, ince dallıdır, büyük kuşlar toparlarmış; bunları getirir kile karıştırıp yuva yaparlarmış, yuvalar dağların yalçın kayalıklarında, insan elinin erişemeyeceği yerlerde. İşte becerikli Arapların buluşu. Öküz, eşek ya da başka yük hayvanlarının ölüsünü büyük parçalar halinde kesiyorlar; bunları bu bölgeye getirip yuvalarına yakın yerlere bırakıyorlar ve kendileri geriye çekiliyorlar; kuşlar et parçalarına saldırıyor ve yuvalarına taşıyorlar; ama yuva ince yapılı, bu yükü taşıyamıyor, yerinden kopup düşüyor ve yerde parçalanıyor gözetleyenler koşup kinnamonları topluyorlar. Topladıkları kinnamonları, öbür ülkelere götürülüyor.
Sayfa 267Kitabı okudu
Sen benim için başka birinin mazharıydın. Biliyor musun, kendi varlığımızın dışında başka bir gerçek yoktur. Bu konu aşkta daha iyi anlaşılıyor. Çünkü herkes kendi tasavvur gücü ölçüsünde bir başkasını sever. Bu kendi tasavvur gücünden kaynaklanır.