Her gece gibi bekledim yine bu gece, gelirsin diye saydım geriden… Sana söylemek istediğim bu gün var içimde yarına doğmayan, kelebekler gibi bir günlük ömre sahip olan kelimeler, sadece sana…
Ben çobandım sen yıldızı, Gökyüzünden kaymak niye
Unutulmak alın yazım, Dilden dile yaymak niye
Bir yalana beş katıpta suçluyorsun son mektupta
Sevabımı unutupta, Günahımı saymak niye
Göz mü değdi hiç etmezken
Vicdanına güç yetmezken
Karıncayı incitmezken
Sevgiliye kıymak niye
Aldatılmak öyle zorken
Her gün biraz daha korken
Melek yüzlü kalbin varken
Kör şeytana uymak niye
Cemal Safi
Bakıyorum'da herkes sahte gülüşler peşinde
Herkes yalan'dan poz kesme peşinde
Oysa önceden böylemiydi
Nedir çektiğimiz bu ahir zamandan
Şuan çocuk olmak isterdim
Annesinin sütünü emen
Şuan çocuk olmak isterdim
Kerte kerte birikti hüzünler bir saksı dibinde,
Ve geceleri nasıl bekledim bir seni bilsen,
Ne ölüm, ne gece, ne duvara vuran gün,
Unuttum kendimi kendi içimde...
~ Yalova, 2002
Sana yemin ederim,
Geldiğin gün gideceğim.
Geldiğin gün vazgeçeceğim senden.
Zira biliyorum.
Bir daha gidersin.
Ve ben bırakıp dönebileceğin biri değilim.
"Bir türlü uyuyamayan Papatya, kafasını biraz olsun dağıtmak için odasını düzenlemeye karar verir. Çekmeceyi sert bir hamleyle açmasının ardından bir düzine kağıt, kar taneleri gibi yerlere savrulur. Hepsini bir çırpıda toplayan Papatya, son eline aldığı kağıtta Yakamoz'un yazdığı mektubun yırtık bir kısmını bulur. Kalan kağıt, Yakamoz