"Son Kuşlar"
Kısa kısa on dokuz öyküden oluşan bir öykü kitabı. Hepsi birbirinden güzel olan bu öykülerin hemen hepsinde balık, martı, deniz, balıkçı, vapur kelimeleri sıklıkla yer alıyor.
Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka ne idi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim; hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. Oturdum. Ada'nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım.
İyiki de yazmışsın. İyiki de içinde tutup biriktirmemişsin. Yoksa vallahi deli olurdun.
Canım Mercan Ustam! Ellerinden hürmetle öperim.
Mercan Usta'yı kesinlikle tanımalısınız. Mercan Usta'nın ellerine hayran hayran baksam. Testerelerini, matkaplarını, hele ellerini, hele ellerini... Hele o elleri ile yaptığı üzerinde "Gün ola harman ola." yazan boyacı sandığı. Boya sandıklarının en güzeli işte o.
Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi.
Ne söylesem boş, ne söylesem anlatamam artık, iyisi susayım, bitireyim hikâyemi.
Keyifli okumalar ...