Kim haklı? Hayat" Bir budalanın anlattığı, kuru gürültü ve şamata dolu ve hiçbir şey ifade etmeyen bir hikâye midir?" diyen Shakespeare mi, yoksa "Ben öyle bilirim ki yaşamak / Berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır" diyen İsmet Özel mi? İnsan bir budalanın anlattığı hikâyeyi sorgulayacak kadar akıl sahibiyse, çocuklar için savaşacak kadar da erdem ve cesaret sahibi olmalıdır. Yaşamak eylemini varlığımızı sorgulamaktan, şüphe etmekten, bilmekten, berrak bir gökyüzünden, çocuklardan ve onlar aşkına savaşmaktan ayrı düşünebilir miyiz?
Zamanında bir video izlemiştim KPSS için oradaki beyefendi anlatıyordu bir anısını. Biri kızını getirmiş okula kayıt için ve şöyle demiş 'hoca buna okuma öğret ama yazma öğretme .' E tabi haliyle merak edip sormuş öğretmenimiz de 'niçin ?' diye aldığı cevap da 'yarın öbür gün erkeklere mektup yazar' olmuş. İşte biz
Kitaba adını veren öyküyü üniversitede okumuştum; şimdi yeniden okuduğumda, işgalci Alman askerine rastgele aşık olan yeğene daha az sempati duyuyorum. Yine de Vercors'un "Denizin Sessizliği", işgal altındaki ulusların evrensel deneyimini ve buna tepki olarak doğan direniş hareketlerini yakalayan zamansız ve dokunaklı bir