Benim için duygular çok nettir. Düz bir çizgi gibi. Mutlu olmak, üzülmek, fiziksel acı. Bunları ayırt etmek kolay. Ama diğer duyguları fark etmekte zorlanıyorum. Fazla karmaşık.
İlk başlarda çok sıkıcıydı. Hatta pişman etmeye yakındı. Ama sonra ikinci bölümde kitap yavaş yavaş açılmaya başladı. Hikaye eğlenceli olmaya başladı. Devam ettikçe daha da iyi oldu. Bir şeytanın cehennemde canı sıkılır ve dünyaya iner. Orada Wandergood adında bir insanın bedenine girer. Onun bedeni üzerinden dünyayı tanımaya başlar. Yaşadıkça iyice insanlaşır. Bizim zevklerimizi sevmeye başlar. Dünyaya gittikçe alışır. Sonrasında olan olur. Bir kadına aşık olur her insan gibi. Ona göre o kadın dünyanın en güzel kadınıdır. O duyguyu tattığında dünyaya daha da çok bağlanır. Amacı sadece o kadındır. Servetini bile kaybeder onun yüzünden. Ama sonunda öğrendiğimiz gerçekler şaşırtıcıydı. Böyle bir şey beklemiyordum. Ve sonu cidden aşağılayıcı bir şekilde bitti gibi hissettim. Yinede puanım çok yüksek olamadı. Çok verim aldığım bir okuma olamadı. Ama okunur mu okunur...
Şeytan'ın GünlüğüLeonid Andreyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,968 okunma
çalışma izi kir değildir: Tozdur, kireçtir, verniktir, ne istersen odur ama kir değildir. Çalışmak insanı kirletmez. İşten dönen bir işçiye asla "pis" deme. "Kıyafetinde işinin, emeğinin izi var" de."
Siz yaysınız, çocuklarınız da bu yaylardan fırlatılan canlı oklar. Okçu sonsuza giden yoldaki hedefi görür ve oklarının hızlı ve uzağa gitmesi için tüm gücüyle gerer sizi. Onun elinde gerilmeniz sevinç nedeni olsun size; çünkü o fırlatılan oku sevdiği gibi, elindeki sağlam yayı da sever.
İnsanı döv, yak, kes, atların ayakları altına at, köpeklere ver, dilimlere böl, ne patlar ne parlar ne de bir öfke belirtisi gösterir. Ama onu da bir şeyle del, korkunç bir patlamayla yanıtını alırsın!
Hepimizin hayatında dürüst insanlar vardır. Belki de o insan sizsinizdir. Fakat hepimiz, küçük ya da büyük yalanlar söyleriz. Nasıl olduğumuz sorusuna verilen gerçekten uzak bir cevap ya da sadece nazik olmaya çalışırken asıl düşüncelerimizi gizlememiz gibi.