KÖMEN
"Analım Tunga Er efsanesini;
Duyalım geçmişin erkek sesini.
Bürüyüp Tanrıdağ’ın çevresini
Yine Gök Türk olalım, El kuralım.
Ötüken-Yış durak olsun da bize
Yürüsün ordular ordan denize.
Çinli baş vermezse, gelmezse dize
Kağanın buyruğu vardır: Vuralım.
Anlatılmaz, yüce bir erdem olan
Bu akınlarda bulunmaz yorulan.
Günü geldikçe de bizden
Sayfa 37
Yitirme sakın yürekliliğini
Güneşin olsun gönlünde
Ve her şey iyi olacak...
Ateş'in "Ureyneliler" hadisi değerlendirmesi
Turan Dursun, kitabının 48-60. sayfalarında, bazı rivayetlere dayanarak İslamın şiddeti öğütlediğini, anlatmakta ve Hz. Muhammed'i de suikastlar yaptıran, el ve ayakları tersinden kestirip gözleri oydurtan bir şiddet uygulayıcısı olarak tanımlamaktadır. Dayandığı rivayet, birçok hadis kitabında yer alan vahid (tek kişi) haberidir:
"Olay
Gökyüzüne bakıp sevdiğimi düşünmek yerine, Sevdiğim'in (cc) gökyüzünü var ettiğini düşündükçe bir sakinlik kaplıyor bütün bedenimi. Seni bilmenin nimetiyle şereflendirdiğin ben, nefsime yenik düşüp öfkeleniyorum ya en çok o zaman utanıyorum Allah'ım. Yitirme diyorum sakın yitirme yürekliliğini, O (cc) senin güneşin olsun gönlünde. Unutma, diyorum unutma bir gün her şey düzelecek sadece biraz daha, biraz daha sabır...
" İnsan ne kadar yaşarsa yaşasın, hayat denen şey birkaç günden ibaretti sanki.Doğuyor,büyüyor, seviyor, sonra da ölüyordu insan. Kadın da erkek de ölünce bir daha dünyaya gelmiyordu. Bu dünyada her insanın kendince bir hayatı vardı. Herkes, sonsuza kadar yaşamak arzusunu gönlünde taşırdı. taşırdı ama, kimse mahvolmaktan kurtulamazdı.Bitkiler,hayvanlar, insanlar,yıldızlar,gezegenler meydana gelir, fakat günü gelince göçüp giderdi.İster bir böcek, ister bir insan ya da bir yıldız olsun, hiçbir şey geri gelmiyordu. Bütün varlıklara son veren bu sonsuz boşluğun ağır,ezici,dehşet uyandıran korkusu Duroy'un ruhunu eziyordu. Birkaç saat yaşayan böcekleri,birkaç gün yaşayan canlıları, birkaç yıl yaşayan insanları, birkaç asır yaşayan ağaçları düşünüyordu. Aralarındaki fark neydi ki? Bazıları güneşin doğuşunu diğerlerinden sadece biraz daha fazla görebiliyordu."
Sayfa 148 - Telos yayınlarıKitabı okudu
