"İnsan duygusal bir varlıktır. " cümlesi beliriyor zihnimde. Sahi her zaman, gerektiği yerde ve zamanda duygularımızı açığa vurabiliyor muyuz? Buradaki 'her zaman' cümlesine takılır gibisiniz öyle değil mi? Çünkü bazen insanlar duygusal taraflarını kaldırıp bir kenara koyabiliyorlar ve hissizleşebiliyorlar. Veya her zaman çevremizin düşündüğü ve istediği şekilde mi davranmak zorundayız? Gibi birçok düşünceyi beraberinde getiren bu kitapta da toplumun bütün değer yargılarından soyutlanmış, duygularını kaybetmiş belki de hiç bulamamış bir adamın hayat hikayesi anlatılıyor.
Kitabın ana karakteri olan Meursault, sanki aslında bendim veya sendin veya sizlerdiniz. Biz insanlar, zaman zaman hatta çoğu zaman çoğu şeye tıpkı onun gibi kayıtsız kalabiliyoruz. Sosyal hayatımızdan kopuk bir yaşam sürmeye elverişli olabiliyoruz. Neden yaşadığımızı veya hayatımıza dair herhangi bir nedeni sorgulamaktan kendimizi alıkoyabiliyoruz. Hepimiz birbirimize yabancı olduğumuz gibi dünyaya ve yaşanılanlara da yabancılaşabiliyoruz.
Normallik dediğimiz şey nedir? Kuralları, değer yargılarını kimler belirliyor? Bunlar kime göre veya neye göre doğru kabul edilebilir?
Düşündüren, düşündükçe derinleştiren, sürükleyici bir kitaptı benim için...
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019112,8bin okunma