Süzme bal kıvamında, akarsu arılığında, yağmur duruluğunda, yıkanmış ten kokusunda, taze toprak diriliğinde, ilkyaz yeli serinliğinde, yaz güneşi yakıcılığında, köpüren süt uçuculuğunda, düş tadında, gülüş aydınlığında, gece gizeminde iç sızısında, umut yoğunluğunda, içtenlik inceliğinde, bıçak keskinliğinde, güvercin uçuşunda, yıldız uzaklığında, dokunuş yakınlığında... ne varsa kısaca, insan yüreğine heyecan veren ve o denli kısa olan; öylesine alıp götüren bir ışık çizgisisin, belli belirsiz, bir görüp bir yitirdiğim; bu kara günlerimin ortasına çiytaneleri gibi serin, düşüp düşüp uçuveren, gerçeğin can bunaltan sarı sıcağıyla..
Katlansam kalbim, uysam aklım dayanmıyor bu çizginin çağrısına…