Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
Öncelikle Emre Kongar hocamıza bu değerli kitap için teşekkür ediyorum. Bazı yerlerde hocamız fazla sinirlense de ona hak vermemek elde değil. Türkiye'nin demokrasi konusunda ne durumda olduğunu eksiklerimizi ve bu hâle gelme nedenlerini gayet güzel açıklamış. Bu incecik kitap bazı kavramları tekrar sorgulamamı sağladı.
İnceleme başından sonuna kadar spoiler içermektedir.
Yazarımız Goethe henüz 25 yaşındayken, bazı söylemlere göre sadece 2 hafta içerisinde yazıp okuyucuya sunduğu "Genç Werther'in Acıları" adlı eseriyle ününe ün katmış ve yazdıklarıyla herkesin imrenerek, hayranlık duyarak okuduğu bir yazar haline gelmiş.
Genç Werther'in acıları döneminin Almanya'sında böyle bir etki bırakmış ve intihar
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021122,1bin okunma
Çok Güzel Hazırlanmış Bir Türkiye Tarihi(1800'den itibaren)
.
Sayın Karpatın okuduğum ikinci kitabı. İlki kendi hayatının anlatıldığı söyleşi tarzında bir kitap olan "Dağı Delen Irmak"tı. DDI'da Romanya kökenli bir balkan Türkü olan Karpat'ın ilk ve ortaokulu Romanyada okur. Romanyada o dönem tarih derslerinde Osmanlı sürekli kötülenir. O bölgeleri sömürmüş bir güç olarak anlatılır.
Uzun zamandır İhsan hoca'nın kitabını okumamıştım. O nedenle iyi geldi okumak.
Kitabı çok beğendim evet ama uzun zamandır bu kadar sinirlenerek bir kitabı okuduğumu hatırlamıyorum. Nedeni kitapta anlatılan tarihselciler. Kendilerini adeta insanları İslâmdan uzaklaştırmaya adamış bu insanlar -haşa- Efendimiz aleyhisselatu vesselami yalancılıkla itham edecek kadar ileriye gitmişler. Sağolsun İhsan hoca ileri sürdükleri tüm görüşleri öyle güzel açıklamış ve de çürütmüş ki aklınızda tek bir soru işareti dahi kalmıyor.
Bu kitaptan sonra daha net anladım ki uyanık olmalıyız. Taklidi imandan sıyrılıp bir an evvel tahkiki imana çıkmalıyız. Gençlerimizi, çocuklarımızı bunlar gibilerin peşinden gitmemeleri için en güzel şekilde dinimizi öğretmeliyiz. Yoksa bu gibi insanlarla - ki bunlara insan demek bile bir lütuf - başka türlü başa çıkamayız.
Allah hepimizi böylelerinden muhaza buyursun inşallah
Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim
Özellikle Tanrı'nın varlığının kanıtları alt başlığı için heyecanlanarak aldım kitabı. Ne yazık ki en temel kanıtlar hakkındaki fikirlerini geçiştirirek söylemiş(kozmolojık delil konusunda daha güzel eleştiriler ve sonuçlandırma okumak isterdim) ; zırvalık sayılabilecek tüm din adamlarının ortak kabul etmediği delilleri yağlandıra ballandıra açıklamış.Kitaptaki tüm başlıklar evrimci biyolog gözünden irdeleniyor dolayısıyla din konusunda olumsuz felsefi düşünceler yerine tamamen biyoloji ve fizik konularında bilgi aktarımı var. Evrim konusunda verdiği bilgileri okudugunuzda kafanızda bir ağrı başlıyor ama asıl problem olan evrimin nasıl başladığı konusuna gelince yeniden kaçamak cevaplar verip başlığı bitiriyor.
Eleştirmek için verilen örneklerin çoğu Katolik ya da Ortodoks inanç esasları ve ibadetleri üzerine. Ki hepsi en uç örnekler. Vahiy kaynaklı olmayan dinlerden çok bahsetme gereği duymamış bir iki örnekle yetinmiş. İslamiyet kelimesi neredeyse her sorunun cevap kısmında kelime olarak geçiyor ama örnek olarak okuyamıyoruz. Arada sırada cümlelerin içine Vahhabileri, IŞID i koymuş ki gözü dönmüş Müslümanlardan örnek verebilsin.
Bilim konusunda verdiği bilgiler çok sade ve derli topluydu.
Genel olarak kitap çok fazla düşünmeye teşvik ettiği için okurken sık sık durup kafa patlatıyorsunuz.
Okumamız gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum, yazarın sorularıyla bir silkelenip sorgulayıp tekrar fikirlerimizi teistik yönde sağlamlaştırmamız için.
Tabi yazarın yoğun alaycı dilinden rahatsız olmadan kitabı bitirme gayretini gösterirseniz.
Kitap gayet güzel diriliş neslinin amentüsünü (yani değer yargılarını) bize birer birer açıklamış. Okurken içimde buruk bir umutsuzlukla okudum açıkçası hem diyorum evet öyle olmalı bunu biliyorum sonra dönüp kendi ülkeme türkiyeme bakıyorum. İçim acıyor, sömürü devletinin, islam cahillerinin çoğunluğu içimi ürpertiyor kanımı donduruyor sonra gülmeye başlıyorum. Sinirden mi bilmiyorum ama gülüyorum. O kadar komik ve uzak geliyorki Sezai Karakoçun ideal devleti, sadece gülmekle yetiniyorum. Her bir satırın altını çizersiniz okurken kitap başlı başına bir alıntı sarayı. O saray gözüme ne kadar ihtişamlı gözükse de ona ulaşamamak bir o kadar da kırıyor beni açıkçası. İçim acıdı okurken, insanlığımızın, islam toplumumuzun, kendi devletimizin ne kadar kitapta yazan ihtiyaçlarımıza uzak oluşunu okurken...
