Birlikte doğdunuz, sonsuza kadar birlikte olun.
...
Birbirinizi sevin ama sevginizi bağlamayın: Bırakın sevginiz ruhlarınızın kıyıları arasında kıpırdanan bir deniz gibi olsun.
Birbirinizin kupalarını doldurun ama tek bir kupadan içmeyin.
Ekmeğinizi paylaşın, ama aynı lokmayı yemeyin.
Birlikte şarkı söyleyin, dans edin, neşelenin ama birbirinizi yalnız bırakın, çünkü aynı ezgiye titreşen udun telleri bile yalnızdır.
Yüreklerinizi verin ama birbirinize tutsak etmeyin. Yüreklerinizde sadece hayatın eli olsun...
Aşk bile salt fizyolojik bir sorundur. Bizim öz irademizle hiç ilişiği yoktur. Gençler sadık kalmak isterler, kalamazlar; yaşlılar sadakatsizlik etmek isterler, edemezler. Söylenecek söz bundan ibaret.
Birçok kişinin anlamadığı şudur: mutluluğun tersi öfke ya da hüzün değildir. Öfkeli ya da hüzünlü olmanız hala bir şeylere aldırdığınız anlamına gelir. Bunun anlamı bir şeyin hâlâ önemli olmasıdır. Bunun anlamı da hâlâ bir şeylere aldırıyor olmanızdır. Bu bir şey hala anlamlıdır demektir. Bunun anlamı da hâlâ umudunuzun olmasıdır.
Hayır, mutluluğun tersi umutsuzluk da değildir; sonsuz bir boyun eğme ve kayıtsızlıktır. Her şeyin b*ktan olduğu inancıdır; o zaman neden bir şey yapmalı?
En büyük kepazeliğim her an, en kızgın anlarda bile, hiç de kötü, hırçın bir insan olmadığımı, sadece serçeleri ürküten kaynana zırıltıları misali kuru gürültü çıkardığımı utana sıkıla idrak etmemdir.