Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öfke Üzerine
Kendini zedelenmemiş hisseden insan kızgın olmaz (Bacon: 1625); kızmasını bilmeyen insan iyi olmayı da bilemez (Henry Ward Beécher: 1887); öfkenizin ardından güneşin batmasına izin vermeyin (İncil); pek çok insan karşısındaki kişinin öfkesinin sürdüğünü gördüğü için kendini öfkeye kaptırır (Frank M. Colby: 1926); gücün desteklemediği öfke aptallıktır (Alman atasözü); kızgınlığın ne olduğunu bilmeyen insan hiçbir şey bilmiyor demektir, anında yaşananı bilmediğinden (H.Michaux: 1952); hiç bir şey insanı kızgınlık tutkusu kadar hızla içine çekmez (Nietzsche: 1888); kızgınlık insanın bir diğerini cezalandırmasına neden olurken kendine de işkence etmiş olur (Publilius Syrus: 1.0. 1. yüzyıl); kızgınlığın yaşı yoktur, / Ölüm dışında (Sophocles: 1.0. 401).
Şiirin özünde sadelik vardır.salt duygu, salt arzu, salt gurur
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Yani, birçok şey yanlış gittiyse belki de yanlış olan sensindir.
Hayatın görünmez kapıları vardır. Dışarıyı içeriye, içeriyi dışarıya kapatsa da; duvarların kendi inisiyatifinde olmayan delikleridir kapılar... Bilmeden gireriz bu kapılardan, girince hayatımız değişir çünkü başka bir kader yoluna sapmışızdır ama fark etmeyiz. Kimisi hiç bilemez nasıl girdiğini kimisi benim gibi sonradan anlar
Hani olur ya, yüreğine bir hançer saplanır da hiç kanamaz, ama hançeri çektiğinde öleceksindir... Öyle bir yarayla yaşıyorum. Hançer yerinden birazcık oynasa kan dökülüyor.
Kimseye bağımlı olmak istemiyordum. Seni yüz üstü bırakırlarsa çok acıtıyordu sonra. Beni benim kadar kimsenin önemsemeyeceğini öğrenecek kadar başarısız olmuştum.
Reklam
Edip Cansever çocukluğu gökyüzüne benzetmiş çünkü hiçbir yere kaybolmuyor. Bazı anlar, bazı duygular, o gökyüzü gibi... Boynunu büküyor, başın eğik, gözlerin yerlerde geziniyorsun. Sonra unutuyorsun boynunu neden büktüğünü, çukurlara baka baka yürürken gökyüzünü unutuyorsun ve başını tekrar kaldırır kaldırmaz onu görüyorsun. Yıldızın kayana da orada duracak ve gören çocuklar ardından bir dilek tutacak, sevenlerimiz gözyaşı döker, mezar taşımıza bakanlar Fatiha okur. Sadece çocuklar ve çocukluğunu kaybetmeyenler dilek tutar...
Kötü günler kalçanız için kötü yemekleri çağıran günlerdir.
Hayatıma katlanamıyordum. Anında takas edebilirdim. Kendimi yırtılıp sonra tekrar tekrar yapıştırılan bir parça kağıt mendil gibi hissediyordum. Kalan parçalarım hırpalanmış ve yırtılmış gibiydi.
Eski kelimeler,hiçbir zaman iyileşmemiş yaraları tekrar açtı.
Reklam
"Bu durumun tamir edilebilir bir durum olup olmadığı konusunda emin değilim. Böyle şeyler vardır,öyle değil mi? Seni değiştirirler ve sen artık eski sen değilsindir. Tamir edilip edilmediği artık önemli değildir."
Sorun şu ki kötü bir şey olunca onu hiç olmamış gibi eskiye döndürmenin bir yolu yok. Hayatta herhangi bir delete tuşu yok. Delete'e basıp sil baştan başlayamam.
2. Adana
Mustafa Kemal'e 7 Kasım'da muvakkaten işten el çektirilmesi ve İzzet Paşa ile mütarekenin tefsiri üzerinde telgraf teatisinin İngilizlerce öğrenilmemesi kendisi hesabına bir talih eseri olmuştu[11] ; aksi takdirde onun da Ali İhsan Paşa'nın uğradığı akibetten kurtulması güç olurdu. Perapalas'ta oturduğu sırada Daily Mail muhabiri G. Ward Price ile
Sayfa 98 - Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991
Onaramazsın. Hiçbir şey bir anda iyileştirmez acıyı. Ortadan kaybolmaz çünkü onu unutmak için hazır değilsindir. Zamanla olur. Bir gün, bir şeyler o kadar çok acıtmayacak. Bir gün başka birini fark edeceksin ve önceki adamı hiç düşünmeyeceksin. Yeniden başlamak için hazır olacaksın ve kalbin de buna hazır olacak. Zamana bırak, Sidney.
Ben izin verene kadar gözyaşlarım gözümden düşmezdi.
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.