Birçoklarının ve çoğunlukla okumuşların yaptığı gibi yaşamdan şikayet etmek bana yakışmaz. Yaşamış olmaktan pişman değilim, zira boşuna doğduğumu düşünemeyeceğim şekilde yaşadım.
Jean-Paul Sartre’ın Gizli Oturum (Huis Clos) adlı eseri, varoluşçuluğun en keskin ve sarsıcı yüzleşmelerinden biridir. Burada Sartre, insanın kendine duyduğu nefreti, başkalarının bakışında eriyip yok oluşunu ve özgürlük denen laneti katı, kaçınılmaz ve boğucu bir atmosferde ele alır. “Cehennem başkalarıdır.” cümlesi, yalnızca oyunun değil,
Ölümün adil olup olmadığını tartışmak boşuna. Çünkü o, ne güçlüyü kayırır ne de zayıfı ezer. O yalnızca gelir. Ve geldiğinde, ne olduğun değil, ne bıraktığın önemlidir.
Özgürlüğün ne olduğunu bilmeyen, esaret altında olup olmadığını da fark etmez. Onlar için demir parmaklıklar gereksizdir; çünkü kendi hapishanelerini düşünceleriyle inşa ederler.