Cihânı görme çerçeven, anlayışıncadır… Pâk kişilerin sence perde ardında olması, onları görememen, senin pis hislerindendir.
Bir zaman hislerini, basiret suyuyla yıka… Sûfilerin çamaşır yıkamaları işte böyledir… Bunu böyle bil.
Sen temizlendin mi perde açılır… Pâk kişilerin canları sana görünmeye başlar.
Bütün âlem nurla, sûretlerle dolsa, o güzellikten ancak göz haberdâr olur. Gözünü yumar da bir güzelin zülfünü, yüzünü görmek için kulağını açarsan,
Kulak der ki: Ben sûreti göremem… Ancak sûret, bir ses verirse o sesi duyarım.
Bilirim, bilirim; ama kendime ait olan şeyleri, algılayabildiklerimi bilirim… Bana ait şey de harften, sesten başka bir şey değildir.
Kendine gel, hadi ey burun!.. Şu güzeli gör, desen imkânı yok; burunda bu kabiliyet yoktur.
Sana der ki: Misk, yahut gülsuyu olursa koklarım… Benim işim budur, bilgim bu kadardır.
Ben o baldın gümüşe benzeyen güzeli nasıl görürüm?Aklını başına devşir de yapamayacağım şeyi teklif etme bana!
Eğri hisler, eğriden başka bir şey göremez… Onun önüne ister eğri getir, ister doğru.
Hocam! Şaşı göz, bil ki tek göremez.