Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Hakan Günday 'ın bütün kitaplarının kapakları siyah tonda olmasına rağmen bu kitap ilginç bir şekilde beyaz-grimsi bir tonda. Bana da gerçekten farklı hissettirdi okurken. Belki soğukkanlılıkla anlattığı konular çocuk gelinler, dini sömüren çeteleşmiş tarikatlar, Doğu'daki terör sempatizanı aşiret ağaları ve sokakta ailesiz büyüyen çocuklar gibi ağır konular oldukları içindir.
Belki de 3 yıl önce Kinyas ve Kayra ile başladığım Günday kitaplarını okuma yolculuğumu Az ile bitirmiş olmamdan kaynaklıdır. Sanki Kinyas ve Kayra bir yolculuk kitabıydı da diğer kitaplar, Kayra'nın o yolculuk esnasında bahsettiği diğer karakterlerdi. Koca bir ömrü, birkaç cümleye sıkıştırılıp anlatılan hayatlar.Belki de kitabın ana temasının şiddet olmasındandır. Şiddetin her türlüsü var kitapta: Tokatlarla icra edilen fiziksel şiddet, tecrit ve hakaretlerle icra edilen psikolojik şiddet, cinsel haz uyandıran BDSM şiddeti... Bir silahtan çıkan mermilerin getirdiği ölümün yalnızlığının şiddeti. Hatta sadece 10-15 sayfa kaplayan bir kadın öğretmenin düzenli uğradığı cinsel istismarının travmatik şiddeti.
Hakan Günday nasıl bir hayat yaşadı da şiddeti bu kadar yakından tanıdı bilmiyorum ama dehşet verici bir soğukkanlılıkla ve gerçekçilikle çiziyor şiddet tablolarını. Bu tablolar birçok okurun midesini kaldırmış ama ben zaten zihinsel olarak kendimi bu sürece hazırlamıştım. Dünyanın ne bir cehennem ne bir cennet olmadığını biliyordum zaten. Hayat bir orman: içinde cennet ağaçlarının manzarası da var cehennem hayvanlarının vahşeti de. Ama genelde sıradan sıkıcı patikalarla bezeli hayat.
Tanıştığıma memnun oldum ziyadesiyle...
Oğuz Atay aşığı bir yazarla karşılaşmak mı... Oğuz Atay hayranı olarak son sayfaları gururla okudum. Olayların bağlantısı, kelimelerin seçimi, hatta biraz da argo içermesi ne kadar içten bir kitap olduğunu gösterdi. Eleştirilerinde bile gülümsetmesi bende epey bir hayranlık uyandırdı. Yeni bir yazar sevdalısı oldum. Çünkü beni çeken en önemli şeylerden biri özgünlük ve yazar kendi çapında gayet özgün. Tabi bunu diğer kitaplarını okumadan tam olarak anlayamam ve ben bunun için sabırsızlanıyorum...
Dehşet vericiydi! Bir solukta okudum.
Tamamen spoilerden oluşan bu yazı yazdım, affedersiniz Lütfen romanı okuduysanız devam ediniz, okumadıysanız bir an önce başlayınız
Kitabın başlar başlamaz boynu kırılarak ölen o kız ile dehşete düştüm, ancak bu kadarla bitmedi tabii...
Yeşim öğretmenin Nezih belası, geride kalan Nazenin'in başına
Herkes okumalı mı?
Hakan Günday'ı ve kalemini tanıdığım ilk eser olarak ben de yeri çok ayrıdır.
Hakan Günday'ı daha önce okumadıysanız üslubu serttir, okurken sizi çarpar.
*spoiler*
Okurken kanınız donabilir. İki küçük çocuğun hayat yolculuğunu, başına gelenleri , az da olsa Avrupa'da insanların İslamiyet'e bakış açısını ve sapkın zevklerini anlatan aynı zamanda zorla dayatılan inancın nasıl ters teptiğini hatta bu ters tepmenin ne kadar zararlı sonuçlar doğurabileceğinin çok uç bir örneği.
Kadın karakterin açılırken yaşadıkları o zamanlar tüylerimi ürpertmişti. Bütün vücudunu açıp saçını açamaması ve en sonunda kesmeye karar vermesi baskının insan bilinçaltında ne kadar kuvvetli bir yer ettiğinin çok güzel bir tasviriydi. Özellikle bu karakterin başına gelen olaylar insanın elini ayağını buz kestiriyor. Küvetteyken neden bana gerçeği söylemediniz dediğinde adamın verdiği "fark eder miydi ki?" cevabı ciddi anlamda yüzünüze tokat gibi çarpıyor.
Velhasıl kelam efendim, herkesin okumasını tavsiye etmem. Benim gibi etkilenip 3 gün uyku uyuyamayacaksanız okumayın. Ya da okuyayım da uç örnekler ile çarpılayım derseniz okuyun.
"Kadın oldukları için öldürülmüş tüm o Kadınlara" genelde kitapların başlarında, anneye, babaya, kardeşe, eşe dosta ithaf yazıları olur, onlara adanır kitaplar. Hakan Günday bu kitabını, yaşama hakkı daha doğarken elinden alınmış, sevmediği, ayrılmak istediği, gözünün üzerinde kaşı olduğu, yani kadın olduğu için öldürülen tüm kadınlara ithaf etmiş, büyüksün Günay...
.
Yazarın çoğu kitabını okumuş biri olarak söylüyorum, beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Özlemişim dilinin sertliğini, o sertlikle aman birilerini yaralarım, kızdırırım birilerini kaygılarını gütmeden, tüm toplumun kanayan yaralarına kanıtırcasına parmağını basmış...
.
Dünya üzerindeki göçmen sorunlarına( haliyle Türkiye- Sınırında başlıyor hikaye), devletler bünyesindeki yardım kuruluşları olsun ya da STK' lar olsun, masum insanların yardım paralarına nasıl çöktüklerine ve Ünzile'nin hala ve hala kaç koyun ettiğine cesurca yaklaşıyor...
.
Ben çok severim Hakan Günday'ı, senaryo yazsa soluksuz izlerim, kitap yazsa hepsini okurum...Sizlere de kesinlikle tavsiye ediyorum, olur da beğenmezseniz paranızın yarısı benden iade:)
10 üzerinden 12
Hakan Günday’la tanışmama vesile olan kitap bu. Dedim ki yeraltı edebiyatı buysa şimdiye kadar ben neden hiç böyle bir kitap okumamışım.
Ağır bir kitap, dil olarak ağırlık değil ama herkesin kaldıramayacağı bir kitap bence. Ben bir hafta Gaza’yı Ahad’ı düşünmüştüm. Böyle hayat yaşayan insanlar var bu da insana ağır geliyor işte.
Velhasılı kelam okuyun okutturun.
“Yaşamaya Mecbursun!”
Kitap hakkında o kadar çok inceleme yazılmış ki ben şimdi uzun uzadıya ayrıntılı bir biçimde ele almayacağım. Sadece şunu söylemeliyim ki kitap bittikten sonra Kinyas ve Kayra’dan ayrılmanının hüznünü yaşayacaksınız. Kitabı bitirip kapağını kapattıktan sonra iki tane arkadaşımı orada bırakmışım gibi hissettim. Kitabın iki kapağının arasında, seçtikleri hayatı yaşamaya devam ediyorlar da kapağı açarsam ikisi de dışarı fırlayacakmış gibi… Duygudan duyguya sürüklendim. Her duyguyu iliklerime kadar hissettim. Hele sonlarına doğru gözlerim dolu dolu okudum. Sonuç olarak, iz bıraktı…
Hakan Günday - Kinyas ve Kayra
Herkese merhaba. Güzel bir kitabı daha okudum ve inceleme yazısı için buradayım. Kitabın adı, "Kinyas ve Kayra". Hakan Günday'ın kaleme aldığı, kitapseverler tarafından çokça okunan ve beğenilen bir kitap. Yazarın ilk romanı olma özelliğini de taşımaktadır. Ayrıca 'Kinyas ve Kayra', Türk edebiyatında ki 'yeraltı