*Büyük Kurtarıcıya
Edirne önünden Urfa’ya kadar
Her yerde inilti, gözyaşı vardı.
Mektepler, mabetler, yurtlar, ocaklar
Birer boş harabe, birer mezardı.
Ecdadın en yüksek mukaddesatı:
Tarihi, bayrağı çiğneniyordu.
Endülüs halkının mukadderatı
İyiye ve güzele dair her şeyimizi borçlu olduğumuz Halaskâr Gazi'miz; "Türk'ün hem celâli hem cemâli".
Sevgi, saygı ve özlemle; her geçen gün çok daha büyük bir bağlılıkla anıyorum, anlıyorum...
İkinci Kelime وخده
Şu kelimede şifâlı,saadetli bir müjde vardır.
Şöyle ki:
Kâinatın ekser envârıyla alâkadar ve alâkadarlık yüzünden perişan ve keşmekeş içinde boğulmak derecesine gelen ruh-u beşer ve kalb-i insan وخده kelimesinde bir melce,bir halaskar bulur ki onu bütün o keşmekeşten o perişâniyaniyetten kurtarır.
Yani وخده mânen der;
Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma, onlara tezellül edip mihnet çekme, onlara temelluk edip boyun eğme, onların arkasına düşüp zahmet çekme, onlardan korkup titreme. Çünkü Sultan-ı kainat birdir, her şeyin anahtarı onun yanında,her şeyin dizgini onun elindedir; her şeyi onun eliyle halledilir. Onu bulsan her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.
Türk'ün millî devletinin kurucusu, fikirleri ve eylemleriyle Türk millî devrimini gerçekleştiren, başkumandan, Halaskâr Gâzî Mustafa Kemâl Paşa Hazretleri'ni; vefâtının 83. sene-i devriyesinde minnet, özlem ve şükranla anıyorum.
Kim Türk olur da Kemâl Paşa'dan yana olmaz..?
İsveç, Norveç ve Finlandiya'da en büyük ilim adamlarından müteşekkil bir heyet meydana getirmişler; gençlerin kurtuluşunu sağlayacak halaskâr bir kitabı senelerce aramışlar; nihayet gençliği en yüksek ahlâk ile ahlâklandırmak ve dünyada açık fikirli, müstakim ilim adamı yapmak için Kur'an-ı Kerim'i okutmanın yegâne çare olduğu neticesine varmışlar.
Gençlik Rehberi