Allah'ın Kılıcı Halid bin VelidMustafa Fayda · Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları · 201644 okunma
İslâm'dan önce ve sonra hiçbir savaşı kaybetmemiş komutan sahâbi. İki cihan serveri efendimizin "Seyfullah" lakabını verdiği emir'ûl mücahîdin Halid bin Velid (r.a.)
Umretü’l-kazâ için Hz. Peygamber’le birlikte Mekke’ye gelen Velîd (r.a.) kardeşi Hâlid’i bulamayınca kendisine verilmek üzere bir mektup bıraktı. Bu mektupta, İslâmiyet’i kabul etmemesini ve bu dinden uzak durmasını hayretle karşıladığını belirttikten sonra Resûlullah’ın (s.a.v.) kendisini sorduğunu ve, “Hâlid gibi bir insanın İslâm’ı tanımaması ne tuhaf! Keşke o, gayret ve kahramanlıklarını müslümanların yanında müşriklere karşı gösterseydi; bu kendisi için çok daha hayırlı olurdu. Biz de onu başkalarına tercih ederdik” dediğini bildirdi. Kardeşinin mektubunu okuyunca müslüman olmaya karar veren Hâlid b. Velîd, Osman b. Talha ve Amr b. Âs ile birlikte 1 Safer 8 (31 Mayıs 629) tarihinde Medine’ye gitti. Mescid-i Nebevî’de Hz. Peygamber’in huzurunda kelime-i şehâdet getirerek müslüman oldu. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.), “Seni doğru yola ulaştıran Allah’a hamdolsun! Seni yalnızca hayra ulaştıracağını umduğum bir aklın olduğunu biliyorum” dedi.
Ömrü gazada, İslam'ı yaymak için savaşlarda geçti. Sayısız savaştan Allah'ın (c.c.) izniyle zaferle döndü. Girdiği nice savaşa rağmen şehid olamanın, yatağında vefat edecek olmanın kederini yaşıyordu. Vefat ettiğinde mübarek vücudunda yara izi olmayan yer yoktu.
Rabbim şefaatlerine nail eylesin. 
Okay Tiryakioğlu
