Eskilerin ölülere hamuş demelerini anlıyordum şimdi. Ölmek susmak demekti ve konuşmak yaşamak. Ama her vakit anlamlı değildi konuşmak. Bazı vakitler susan konuşandan daha çok şey anlatırdı. İşte şimdi gördüğüm de buydu. Ölüler yani ki suskun olanlarla hiçbir dirinin bana anlatamayacağı şeyler anlatıyordu. Hepsini hayal ettim. Birbirini belki hiç görmemiş, hiç tanımamış yüzlerce insan işte burada yan yana uzanmışlar da yatıyorlardı. Ve ben onların arasında, onlardan başka biriydim. Ölümü bilmeyen bir garip âdemoğlu. Yani diri.
"İçin Allah ile konuşurken dışın sussun. Hamuş ol! Aşkın kadrini bilmezlerin bulunduğu mecliste sırlan. Sus! Kimin için susuyorsan bil ki o seni duyar."
"Ben ki sana muhtaç bir kulum ey Rab! O halde seni sevmekte bir gariplik yoktur. Asıl sen hiçbir şeye ihtiyacın yokken beni seviyorsun ya işte buna 'Elhamdülillah! diyorum."