Günlerdir satır satır bu eseri okuyorum, oysa 124 Sayfa...Cümleler birbirinin içine bakan aynalar gibi, hem derinliğine yürek yetmiyor, hem de cümlelerden geçmek, ayrılmak hayli güç...
Her sayfayı açarken acaba burada kalemi hangi ahvâlle oynattı Sâmiha Anne diye düşünmeden edemedim. Kendi özel notları olması da, daha çok ihtimam gösterme arzusu
“Senin için mürit diyenler de, murat diyenler de var, hangisinin sen? dediler.
İşte buna gülesim geldi Yesriblim! Kâh mürîdin, kâh murâdın olduğumu onlara söyler miyim hiç?”
Bir şiir daha yazmak için en güzel bahane ; duyguları tazele...
Böylesi sevdiğin için bir kördüğüm oldu için
Ağlıyorsun için için demedim mi sana gönül
Sen istedin ben dinledim senden ayrı olmaz dedim
En sonunda bende sevdim şimdi beni kurtar gönül
O bir yolcu sen bir hancı gördüğün en son yalancı
İçindeki derin sancı gitmez dedim kaldı gönül
Sen istedin ben dinledim senden ayrı olmaz dedim
En sonunda bende sevdim şimdi beni kurtar gönül..
Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü,
Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü,
Sana meftun ve hayran, sana râm olanlara,
Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü.