Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
269 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Suskunlar
İhsan Oktay Anar'ın; giriş ve gelişme kısımları vasat, sonuç kısmı ise nispeten vurucu olan romanıdır. Romanda çok karakter olmasının yanı sıra kitap boyunca karakterlerin içine giremiyorsunuz. Çok yüzeysel kalıyor. Anar'ın tarzı olan sarmal hikaye yapısı bu romanda çok iyi işlenememiş. Daldan dala atlama hissiyatını hissediyorsunuz. Sadece biraz derinlemesine işlenen karakter Cüce Efendiydi. Tek başarılı karakter de o diyebiliriz. Kitapta hoşuma giden bazı sözler ise; - kusur benim imzamdır. - bu şehirde saygın olmak ya paraya, ya nüfuza ya da ilme sahip olmak gerektiğini anlamıştı. Ama ilim, bu dünya hakkında değil de, asıl ahiret hakkında olduğu zaman geçer akçeydi. Kitapla beraber öğrendiğim en ilginç şeylerden biri de hülle olayı oldu. Eğer islama göre bir çift 3 kere boşanırsa bir daha evlenmeleri yasakmış. Bu yasağı da hülleci adı verilen biriyle 1 hafta gibi bir süre formalite evli kalarak,ardından daha önce 3 kere boşanılan eşle evlenebilirmişsin. E hani marjinal bizdik? Kitaba puanım 6/10
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20219,4bin okunma
Reklam
HANİ MARJİNAL BİZDİK?
380 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Bu toprağın hamuru kan ve gözyaşı ile yoğrulmuş
Çukurova'nın bereketli topraklarında öyle işler olur ki, aklın durur. Yaşar Kemal'den okumuştuk o toprakların derdini, kederini, sevincini.. Bir de Orhan Kemal'in Çukurova'sını okumak resmin eksik noktalarını tamamlamış oldu. Yaşar Kemal'in kitaplarında hep bir umud ışığı vardır. Sizi hayata da kitaba da bağlayan o ışıktır. Ama Orhan Kemal'in Çukurova'sı sırf acı, eziyet, zulüm, yokluk ve yoksulluktur. Gerçekler tüm çıplaklığıyla karşınızdadır. Başını kuma sokarak kurtulamazsınız. Kitapta Sivas'ın bir köyünden ekmek kavgası diye Çukurova'ya gelen üç arkadaşın başından geçenleri anlatır. Aslında bu üç arkadaş üzerinden tüm Çukurova'nın panoraması serilir önümüze. Zalim ağa ve fabrikatörleri, yiyecek ekmek dâhi bulamayan ve bir pamuk çuvalından da değersiz olan ırgatlar, gariban yoksul insanlar.. Okurken yüreğiniz parçalanacak bu kadar da olur mu arkadaş diyeceksiniz. Kitapta can sıkıcı iki hususu belirtmek istiyorum. İlki aynı diyalogların tekrar tekrar verilmesi. Bazı diyaloglar var ki belki 30 defa okumak zorunda kalıyorsunuz. "Emmimin karısı haza Osmanlıydı." "Gaz ocağı yılan gibi seda verir." Bunun gibi on tane cümle sayabilirim ki gına geldi okumaktan. 2.husus cinsellik meselesinde ki milletin bu kadar "gevşek" olması. Kadınların önüne gelenle yatması, erkeklerin tek derdinin uçkuru olması. Ve bunu hep ırgatlar arasında görünce Cem Yılmaz'ın sözünü etmeden duramıyor insan: "Ulan hani marjinal bizdik!!"
Bereketli Topraklar Üzerinde
Bereketli Topraklar ÜzerindeOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20205,9bin okunma
Uzun yıllardır televizyon izlemiyorum. Çok nadir belgesel ya da önemli bir haber olursa açıp izliyorum. Genelde annem izler:) Bugün kahvaltı sofrasında denk geldiğim bir program ülkenin ne kadar yozlaşmış, aile ilişkilerinin ne kadar laçkalaşmış, kültür seviyemizin ne kadar yerlerde olduğunu görmem için bir delil oldu. Adam karısına diyor ki ; sana mesaj gelmiş .Seninle evlenmek istiyormuş vs.vs. Bunu söyleyen kişi ,adamın nikahlı eşi..Kimin eli kimin cebinde belli değil!! Üzüldüğüm nokta ise, bu tarz konuların artık normal olarak karşılanması:( Özet olarak ; Cem Yılmaz'ın bir gösterisinde söylediği replik geldi aklıma : "Hani lan marjinal bizdik" :) Artık halk olarak herkes o kadar marjinal ki Cem abi.Sana 1000 yıllık malzeme daha çıkar 😉
Hani bizdik marjinal :)
Bir diğer grup ise, söz konusu duyarlı dengeyi kurabilmek için çaba göstermiş, ancak bunu başaramamış kişilerden oluşur. Bireyleşme çabalarında o denli ileriye gitmişlerdir ki, ait oldukları kültürle özdeşleşme olanağını da yitirmişlerdir. Toplumdan kopmuş olmanın korku ve suçluluğunu yaşarlar. Günümüzde «marjinal» olarak nitelendirilen kişiler bu grubun kapsamına girerler.
33 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.