bağırsaklarım, mide ve öteki iç organlarımın içimden kopup, yere döküldüğünü algılıyorum/ işte düşüncelerin en korkuncu/ nasıl yaşayacağım bu organlar olmadan
küçüklük fotoğrafıma bakarken yazdığım küçük bir kesit, son zamanlarda hissettiğim karmaşık duygulardan birkaçını dile getirmek istedim(fotoğrafı ekleyemiyorum)
saçımdaki tacı kendim kırmıştım, mor kazağıma ne oldu hiç bilmiyorum. ama o siyah yeleği saklamayı başardım. ellerimde kına yok şimdilerde. kınanın elime çıkışını beklemek o kadar da heyecan verici değil
artık. saçlarım çok fazla dökülmeye başladı, son yıllarda bu fotoğraftaki kadar uzatamadım onları. gözlerimdeki ışıkları birileri söndürmüş; belki de lambalar patlamıştır, bi kontrol edeyim. gülümsemem değişti, dişlerimi saklayarak gülümsemeye başladım. bedenim değişti, artık o çiçek kabını tek elimle tutmakta zorlanmıyorum. fakat taşıyamıyorum bu eski kabı, çünkü üstüne her geçen dakika daha fazla anı yükleniyor ve ruhum yakında bu yükün altında ezilecek.