Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hasbihâl
Ey can dostum, vefalı sevgilim, Sana bıkkınlık verdiyse sözlerim O her zamanki iyilikseverliğinle Susturma bu inleyen ruhu, dinle! Hayatın bütün gürültüsü dinle bile, Düşmez bu zavallı rùh, ümitsizliğe. Olmazsa da zemin, zaman müsait; Feryat etmen için gökyüzü müsait! Gönder bana sen de neyse derdin... Hatırlıyor musun bir zaman ne derdin? Geleceği hiç hayal etmeyelim! Gel sohbete dalıp dertlrşelim! Hayatın devirleri perde perde... Allah bilir ne var ilerde.
Hasbıhal
Gönder bana sen de neyse derdin... Yâdında mı bir zaman ne derdin? Müstakbeli almayıp hayâle! Gel biz dalalım bu hasbıhâle! Edvâr-ı hayât perde perde... Allâh bilir ne var ilerde.
Sayfa 106 - Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2021Kitabı okudu
Reklam
Hasbihâl
Ey tâir-i nâz-ı sidre-pervâz, Kalbimde olaydın âşiyan-sâz; Bir başka terâne gûş ederdin, Rûhum gibi sen de cûş ederdin. ''Ey naz içinde Sidre'ye uçan bülbül Kalbimde yapsaydın yuvanı; Orada bir başka nağme duyardın, Sende ruhum gibi coşardın.'' 🕊✒
Sayfa 58 - Elips KitapKitabı okudu
Hasbıhal
Sînem olamaz mı âsumânın? Gökler mi bütün karârgâhın?
Sayfa 100 - Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2021Kitabı okudu
Hasbihâl
Geçen zaman uçup gitti; gelecek ise belli değil. Sen ancak içinde bulunduğun halin sahibisin.
Sayfa 137 - Salkımsöğüt Yayınları
Hasbihâl
Yâdında mı bir zaman ne derdin? Müstakbeli almayıp hayâle! Gel biz dalalım bu hasbihâle! Edvâr-ı hayât perde perde... Allah bilir ne var ilerde. (Hatırlıyor musun bir zaman ne derdin? Geleceği hiç hayal etmeyelim! Gel sohbete dalıp dertleşelim! Hayatın devirleri perde perde... Allah bilir ne var ilerde.)
Reklam
Hasbihâl
Geçen zaman uçup gitti;gelecek ise belli değil. Sen ancak içinde bulunduğun hâlin sahibisin.
Sayfa 171Kitabı okudu
Gülünüz, siz de gülünüz, sizler de gülünüz... ≈))
yazar, bir ramazan akşamı, bir arkadaşiyle birlikte görmeğe gittiği «Direklerarası»nı, «Hasbihal» başlıklı imzasız bir yazısında şöyle anlatıyor: (...) Anadolu kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesi yaparken yabancı işgali altında bulanan İstanbul kadını özgürlüğünü ilân etmiş! Bir takım kadınlar yatak odasındaki kıyafetlerle sokağa dökülmüşler. Gözlere çekilen sürmeler, dudaklara sürülen kırmı-zılar, yüzlere sıvanan pudralar ta karşıdan fark olunuyor. Tuvaletli zülüfler şakaklara dökülmüş, başlarda şapkadan başka bir nesneye benzemeyen bir şey! Enseler, kollar, göğüsler baştan başa çıplak. Uçları dizlerde sona eren kısa mantolar. Dizlerden aşağı şeffaf çoraplar... Altın, elmas bilezikli kollar va kocasının, yahut yabancı bir erkeğin koluna sarılmış. (...) - Şimdi seni tiyatroya götüreceğim göreceksin ki orada da kadın, erkek localarda birlikte oturuyorlar. Bu mantolar da çivilere asılıyor. (...) Kadıköy ve Tepebaşı tîyatrolarında ise localardan başka koltuklarda, sandalyelerde de erkeklerle yanyana oturuyorlar. Bunun daha ilerisi var: birahanelerde beraber içenlere ne diye-ceksin?... (Sebilürreşad 1923 c XXI. sayı 523-529.1
Sayfa 205 - PdfKitabı okudu
Necid Çöllerinde
Yâ Nebî, şu hâlime bak! Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca, sahranın; Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın! Harîm-i pâkine can atmak istedim durdum; Gerildi karşıma yıllarca ailem, yurdum. “Tahammül et!" dediler... Hangi bir zamana kadar? Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var! Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak;
Hasbihâl
Geçen zaman kaybolup gitti . Geleceğin ne olduğu ise belli değil . Sen ancak , içinde bulunduğun ânın sahibisin . Ama o da geçmek üzeredir .
Sayfa 128 - Safahat 1 kitapKitabı okudu
73 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.