Tasavvuf alanında takdir ettiğim yazarlardan birisidir.Hayatın Satır Araları adlı kitabında yazar tasavvufun hayatımızda çok önemli bir yere sahip olduğunu anlatarak geçmişten günümüze bu kültüre sahip çıkmamız gerektiğini altını çiziyor.Madde yolculuğundan mana yolculuğuna geçişte tasavvuflu İslam modelinin önemini vurgulayarak insanın kendini bilmesinin önemini hoş bir anlatımla izah ediyor.
Peşinde koşulan mutluluk insanı kendinden dışarıya çıkarırken, bir anlamda insana kendini unuttururken, acı ve ağrı insanın yüzünü kendine çevirmesini, üzerinde düşünmesini mümkün kılar.
Aşkın vazifesi ayrı düşmüş iki parçayı kavuşturmak; vuslatı gerçekleştirmek..... Evlilik aşkın ölmesiyle mümkündür; aşkın devamını istemek, ayrılık sürsün demektir.
Daha çok maddilikle kurulmuş modern insan kalbinden sürgün insandır; kalp gözü olmayan......
Modern insan şimdi daha çok robotik biridir; vicdanın, müteal duyguların kendisine oturmadığı bir makina...
“İçte ne varsa dışa o sızar,” denilmiştir. İnsanın içinde gerçekleşen dönüşüm ve olgunlaşma, doğal olarak davranışlarına ve ortaya çıkardığı şeylere akseder. Fiillerinin iyi olması failin iyi olmasına bağlı...
Dengeyi aramak ve bulmak durumundayız.
...
Sadece manevilik veya sadece maddilik, hakikatin bir tarafıyla yetinmek anlamına geliyor; bu, yaraya merhem değildir.