Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet

Ahmet
@haybnyakzan
Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur! Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları. Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur... Ne senin anladığın kadar, kaldırımları...
İstanbul
590 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
"Ey insaf sahipleri ! Ben ve Olric sizleri sarsmaya geldik. Dünya tarihinde eşi görülmemiş bir duygululukla ve kendini beğenmişçesine ve kendini beğenmişçesine sanki bizden önce bir şey söylenmemişçesinegillerden olmaktan korkmadan kapınızı yumrukluyoruz. Dilenciler krallığının en küstah soylusu olarak kişiliğimizi burnunuza dayıyoruz. Dinden imandan çıktık. Deli dervişler gibi saldırıyoruz. Açın kapıyı ! Biz geldik ! ...Sizi ağlatmaya ve burnunuzdan getirmeye geldik. Size dünyanın dörtten fazla bucağı olduğunu göstermeye geldik. Bitmez tükenmez sızlanmalarımızla ananızı ağlatmaya niyetliyiz. Ne demek oluyor incitmeden sezdirmeden acıtmadan duyurmadan anlatmak Selim ?"
Sayfa 542
Reklam
Kaygıların yerine uğraşları koymaktan daha mutluluk verici bir şey yoktur ve sağlığın anahtarı mutluluktur. İnsanlığın derinlerdeki yasasının çalışmak olduğu öylesine doğrudur ki bu yasaya uymamayı seçen, aynı anda yüksek ve kalıcı tüm sevinçlerden de vazgeçmiş olur!
Sayfa 129
Küçük şeyleri küçümseyen yavaş yavaş yok olur...
Sayfa 114

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...derin düşünme ruhta eğer kullanmayı bilirsek değer taşıyan duygusal atılımlar yaratabildiği gibi ayrıca büyük kurtarıcımızdır, çünkü düzensiz bir şekilde bilincin ışığına doğru hücum eden duyguların, tutkuların, fikirlerin kaynaşmasına direnmemizi sağlar.
Sayfa 106
...çünkü hepimiz kendimize sandığımızdan daha yabancıyız...
Sayfa 92
Reklam
Öğrenimde bize hakikat kaygısı hükmeder; derin düşünmede ise hakikat umurumuzda değildir. Faydalı bir yalanı zararlı bir gerçeğe tercih ederiz.
Sayfa 78
Güçlü tutku eleştirel aklın uyanmasını engeller, ama tutku nesnesinin iradi eleştiriye tabi tutulması mümkün olursa, tutku yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalır.
Sayfa 70
...çocukların ya zevk almanın önünde bir engel, ya talihsiz bir kaza ya da önceden belirlenen sayıda çocuk doğduğunda bir tür zevk olarak görüldüğü toplumumuzda, bu çocuklar, akıllı ve sevgi dolu varlıklar olarak onları ileride bekleyen görevler değil, sadece anne babalarına verebilecekleri zevkler göz önüne alınarak yetiştiriliyor. Dolayısıyla insan yavruları hayvan yavruları gibi yetiştiriliyor. Anne babaların asıl özen gösterdikleri konu, çocuklarını insana yaraşır bir hayata hazırlamak değil, karınlarını daha iyi doyurmak, boylarını uzatmak, temiz, beyaz, tok, güzel çocuklar haline getirmektir.
Sayfa 112
Başından böyle bir şey geçmeyen biri bunu anlayamaz...
Sayfa 108
İnsan kentte yüz yıl yaşar da çoktan öldüğünün ve çürüdüğünün farkında bile olmaz. Bunu kendiliğinden anlayacak zamanı yoktur, hep meşguldür. İşler, sosyal ilişkiler, sağlık, çocukların hastalıkları, eğitimleri. Kâh birilerini konuk etmek, birilerine gitmek gerekir; kâh filancayı seyretmek, falancayı dinlemek.
Sayfa 63
Reklam
Ne için yaşayacağız? Eğer hiçbir amaç yoksa, eğer yaşam sırf yaşamış olalım diye bize verilmiş bir şeyse yaşamının gereği yoktur.
Sayfa 37
2.431 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.