Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Bu kitabın filmi çekilse kesin izlerim. Zira filmi çekilesi bir polisiye romanı… Okurken davincinin şifresi kitabı aklıma gelmedi değil. Oradaki havayı, heyecanı gördüm biraz. Tarihi bağlantıları olan, hem tarihi anlatmaya ve öğretmeye bir nevi katkı sağlayan bu tarz kitapları çok beğeniyorum. Mitoloji mitleri üzerinden yola çıkılarak bir cinayet kurgusu yapılmaya çalışılmış. Bence çokta başarılı olmuş. Bölüm başlarında mitler anlatılıyor, sonrasında hikayemizle bağlantılı bölüm başlıyor. Hikaye Almanya’da geçiyor. Başkomiserimiz Yıldız Türk asıllı. Bu sebepten ele aldığı davalarda Türk asıllı olmasından kaynaklı hem Müdürü hemde çevresindeki Almanlar tarafından kimliği üzerinden çeşitli sözlü tartışmalara sık sık giriyor. Tabiki dava içerisindeki şüphelilerinde nazi kimlikli olması, olay kurgusunu sosyolojik bir boyuta getiriyor. Türklerin gördüğü muameleler, çektiği sıkıntılar psikolojik olarak aktarılmak istenmiş. Alman nazilerinin ise Türklere karşı tutum ve düşünceleri paylaşılmaya çalışılmış. Tabi bu geçmişe gidişlerle sık sık tahlil ediliyor. Mitoloji ile alakası olmayanlar için kitap çok sıkıcı olabilir. Çünkü çok fazla mitolojik bağlantılar var. Suçun direk olarak mitolojik mitlerle bağı olduğu için benzer kişileri olay örgüsüyle eşleştirmek zorunda kaldığınızda yıldız başkomiser üzerinden bu eşleştirme yapılmak istenmiş ama bence tam olarak yardımcı olacak derecede bir yazım yapılamamış. Eksik gördüm. Tekrar okuyarak bağlantıları kendim kurmaya çalıştım. Yine de güzel bir polisiyeydi.
Vakit Kaybı
hayatımda okuduğum en boş ve dayanaksız kitaplardan biriydi. dini konuların ,nefsani meselelerin ciddi şekilde ele alınıp incelenmesi gerekirken basit halk hikayeleriyle hem de öyle böyle değil tamamen saçma ve İsraliyat kaynaklı
hikayelerle anlatılması çok sıkıcı ve yorucuydu hemde vaktinin kıymetli diye bilinen bir hocasından :/ hiç vakit kaybetmeye değmez
Alp Er Tunga öldü mü
Issız acun kaldı mı
Ödlek öcün aldı mı
Şimdi yürek yırtılır...
Biz tarihini seven, tarihiyle gurur duyan ve tarihini yaşayan biri milletiz. Ama ne var ki buna rağmen tarihimizi öğrenmiyoruz. Öğrenmeden var olan ile sadece gurur duyuyoruz. Yanlış anlamayın tabiki bende tarihim ile gurur duyuyorum. Ama tarihi okumak sadece tarihçilerin görevi değil. Milletin her bir ferdi okumalı ve öğrenmeli. İşte o zaman tarihine vefa göstermiş olur. Naçizane bu düşüncemi buraya bırakmak istedim.
Ahmet Haldun'un okuduğum ilk kitabıydı ve cok severek okudum. O kadar güzel ve akıcı bir dile sahip ki bir anda bitiriveriyorsunuz. Tarih kitabı olarak bakmayın kesinlikle. Tarihi roman sevenler için gözüm kapalı tavsiye ediyorum. Kitabı bitirdikten sonra Alp Er Tunga kim , nerede yaşamış, neler yapmış, yaşadığı hayatın kültürü, medeniyeti hepsi hakkında fikir sahibi oluyorsunuz. Hemde bir tarihi kitap okur gibi değil.
----------------
Alp Er ne kadar çok kullanılan bir isim öyle değil mi? Peki ya bu isim nereden geldi, anlamı ne bunları okumak Alp Er Tunga'yı öğrenmek sanırım hepimizin görevi. Herkes tarih okumayı sevmez biliyorum sıkıcı gelebiliyor birçoğumuza ama en azından böyle akıcı tarihi romanlar okuyarak bir şeyler öğrenebiliriz
Aslında bu seriyi tamamen konusunu bilmeden aldım. Zaten 20ye yakın kitabın siparişini vermiştim bu seride tamamen listeyi tamamlamak için alındı gibi bir durum var ama seri hakkında bildiğim ilk şey çok fazla popüler olduğuydu bundan dolayı çokta tereddüt etmedim seriyi aldığımda.
Kitabı daha yeni okuma fırsatı elde ettim ve tüm kitabı okumam
Anna kendi elleriyle hayatini mahvetti. Hem serjoyayı annesiz bıraktı hemde aniyi hiç sevmedi. Evet tek suçlu o değil kocası ve vronksi sonunu getirdi anna'nın. Anna aslında diğerlerini cezalandırmak için tren raylarina attı kendini ama en büyük cezayı kendine verdi. Bundan bağımsız şunu söylemek istiyorum sevgisizlik insanı cildirtabilir hatta ölüme bile götürür. Bir insanın sevilmediğini hissetmesi, kendini önemsiz değersiz hissetmesi korkunç birsey. Hele ki kadınların saha cok bu sevgiye ihtiyacı varken... Eleştiri olarak da kitap gereksiz uzatılmış çok detay verilmiş en basiti bir odada bir olay gerçekleşecekse önce odayı geniş detaylı tasvir ediyor buna gerek yok bazen çok sıkıcı olabiliyor. Kiti ve Levin adına da sevindim. Ikiside mutluluğu hak ediyordu.
Öncelikle ben hem roman,hem klasik,hemde wattpad okuyan biriyim ancak wattpatdeki her kitabı beğenmiyorum ve seçici davranıyorum.Yaralasara gelecek olursam;Yaralasarı okurken ne ara bitti anlamadım.Aşırı akıcı.Bazen sıkıcı yerleri atlatırız ya işte o yok çünkü sıkıldığım yerler olmadı.Kurgu zaten muazzam.Karakterli çok iyi anlattığı için Matal Atmaca'yı tebrik ediyorum çünkü aklımda neredeyse hiç soru işareti bırakmadı.Cok az mantık hataları var olsun o kadarda;)Bunlar iyi yanlarınıydı birazda beğenmediğim yanlarına değinmek istiyorum.Öncelikle Sedefin ve Kuzeyin sürekli birbirlerine "Gerizekalı"demeleri hoşuma gitmedi kesinlikle çünkü çok fazlaca geçiyordu.Bir başka sevmediğim özelliğiyse Alaz ve Sedefi bir türlü şipleyemedim çünkü Alaz bir yandan sedefe vurulduğunu söylerken bir yandanda kesinlikle ondan kurtulması gerektiğini o kadar kararlılıkla dile getiriyorki hangisine inansam bilemedim.Onun dışında hoşuma gitmeyen pek bir şey yoktu.Sadece punto biraz küçük gibiydi ama olsun
