İnsanın pisliğinin üstünü örtmemesi özgürlük değil, diye düşündü. Kedilerden daha özgür hayvan yok ama onlar bile pisliklerinin üstünü örterler.
Sayfa 499Kitabı okudu
Şimdi boş vakitlerimin çoğunu kütüphanede okuyarak ve kitapları adeta sünger gibi içime çekerek geçiriyorum. Herhangi bir konuya özel bir şekilde odaklanamıyorum, sadece Dostoyevski, Flaubert, Dickens, Hemingway ve Faulkner'dan -elime ne geçerse- bol bol hayal ürünü romanlar okuyor ve hiç bitmeyen bir açlığı doyuruyorum.
Sayfa 78
“Yaşamak iyi şeydir” diye düşündü. “Her şey bir düş olabilirdi.”
…
“Yaşamak iyi şey” diye geçirdi yine aklından. “Keşke her şey bir düş olsaydı.”
"Hayatım dopdoluydu" dedim. "Oysa şimdi, sen olmadın mı hiçbir şeyim kalmıyor bu dünyada."
“Sırf sahip olamadıkları için aşkın var olmadığını söyleyecek pek çok insan olacaktır. Ama bunun gerçek olduğunu ve senin de ona sahip olduğunu söylüyorum; yarın ölsen bile şanslı bir adamsın.”
Sayfa 406 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Konuşmak onu yüreklendiriyordu
Sayfa 40Kitabı okudu
“İyice dinlen minik kuş“ dedi. “Her insan, kuş ya da balık gibi gidip bir şansını dene.”
Sayfa 40Kitabı okudu
Seçime, kapanların, tuzakların ve ihanetlerin ötesinde açıklarda derin, karanlık sularda kalmaktı. Benim tercihim bütün insanların ötesinde oraya gidip onu bulmaktı. Dünyadaki tüm insanların ötesinde.
Sayfa 37Kitabı okudu
Bunu söylemedi çünkü eğer iyi bir şey söylenirse gerçekleşmeyebileceğini biliyordu.
Sayfa 32Kitabı okudu
Güneş denizden güçsüz bir biçimde doğdu; yaşlı adam suda küçük küçük ve kıyıya epey yakın, akıntı boyunca yayılmış diğer kayıtları görebiliyordu.
Sayfa 25Kitabı okudu
Ay, tıpkı bir kadını olduğu gibi denizi etkiliyor, diye düşündü.
Sayfa 24Kitabı okudu
Neden o balıkçılar gibi kuşları öylesin narin ve hoş yapmışlar, okyanus o kadar acımasız olabilirken? Okyanus hoş ve pek güzel. Ama çok acımasız olabilir ve aniden olur; cılız, hazin sesleriyle dalıp havalanarak uçan böylesi kuşlar deniz için fazla narin yaratılmışlardı.
Balıkçın: deniz kırlangıcı
Sayfa 24Kitabı okudu
"Öldür onu, eyvallah. Yerin dibine batır, eyvallah; ama yaralamak, işte o olmaz."
Sayfa 101 - Bilgi YayıneviKitabı okuyor