160 syf.
6/10 puan verdi
"Kral mı? Budala ihtiyar yine mi aynı masal?"
" Peer Gynt, (Per Günt) hayalperest ve yalancı bir genç olarak yaşam öyküsüne başlar. Önceleri zengin olan ama parasını harvurup harman savurduğu için yaşamını hamal olarak sonlandıran bir babanın oğludur. Türlü kahramanlık öyküsünü başından geçmiş gibi anlatan Peer Gynt, yaşadığı dağ köyünün insanları arasında alay konusudur. Fakat Peer Gynt, bir gün kral olmanın hayalini, bir gün geyik sırtında uçtuğunu, bir gün cinlerle, perilerle yaşadığını, bir gün Çin e put sattığını, bir gün insan ticareti yaptığını, gemilerini, altınlarını, peygamberliğini, deli hastanesini düştüğünü okuruz. Ama okuduğumuz bu bölümler bir macera gibi değil de düz yazı şeklinde aktarılır bize. Vurgulanmak istenen fikir öyle havada kalmış ki , konu içine özgün bir şekilde işlenmemiş. Peki yazar bize ne söylemek ister; "Kendin ol" "Hayat varsa, umut da var demektir." Belki de bize tamamen kapitalist düzenin yanlışlıklarını aktarmaya çalışıyor yazar. Anlayacağınız kitabı nasıl yorumlamak isterseniz o yöne gidiyor. Ucu çok açık hikaye çok fazla anlamsız. Belki de kitapta da geçtiği gibi hepimiz hatalı üretimleriz.. Kim Bilir... Açıkçası Ibsen bende buhrana, baş ağrısına, kaygı bozukluklarına yol açtı, hayata küsmeden bu yolculuğa burada son vermek istiyorum. Dosta tiyatrosunu görsel olarak izlemeyi, düşmana kitabı okumalarını öneririm. Yaşasın 21 Mart Huzur Sağlık Bol gezi Çılgın anılarım olsun
Peer Gynt
Peer GyntHenrik Ibsen · Remzi Kitabevi · 195630 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
Sembolizm'in önemli örneklerinden biri olarak gösterilen Yaban Ördeği, oldukça hoş bir eser. Aile ilişkileri ve ahlak kuralları hakkında sorgulatan bir konuyu işliyor. Çarpıcı bir sona sahip ve yalnızca sevgi, fedakarlık, gibi konulara değil arka planda bir çocuğun şefkatine de acı bir şekilde tanıklık ediyoruz.
Yaban Ördeği
Yaban ÖrdeğiHenrik Ibsen · Mitos Boyut Yayınları · 2015514 okunma
Reklam
231 syf.
4/10 puan verdi
Brand hem dar kafalılığın kınanması, hem de onu aşan bir ruhun trajedisi . Kırsal papaz Brand. Brand'in Tanrısı ondan ya hep ya hiç talep ediyormuş, kim demiş, ne zaman demiş, deli bir ruhun uydurmaları..... Aslında deli tiplemeleri severim ama bu deli de değil öyle böyle değil mal bu... Pek zeka belirtisi yok yani... Hem ahlaki bir kahraman hem de bir canavar Brand... Belki de anlatılmak istenen şu dizelerde ; " Britanya kömürünün Kara dumanı karanlık bir bulut gibi memleketin üzerine çöküyor ve yeşeren taptaze yaprakları kirletiyor. Bütün güzel tohumlar boğuluyor, zehir, toprağı emip yok ediyor. Bir zamanlar lanetlenmiş beldelerin üzerine yağan kül yağmurları gibi her yanda gün ışığını emiyor ve her şeyi örtüyor. İnsan soyu kötüleşti." ya da anlatılmak istenen tamamen Hristiyanlık üzerine. Sevgili Ibsen ne anlatmak istediysen ben hiçbir şey anlamadım bu kesin... Ayrıca oyunlarının Shakespeare'den sonra en çok sahnelenmesi bana bu oyundan sonra çok inandırıcı gelmedi, çok tuhaf.... Neyse boşa geçip giden canım zamanım, güzel gözlerim çok özür dilerim.... Mart soğuk 18.03.23 Cumartesi
Brand
BrandHenrik Ibsen · Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları · 199029 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Norveçli oyun yazarı Henrik Ibsen’in 1879 yılında kaleme aldığı oyun metni, yazıldığı dönemde büyük tartışmalara sebep olmuş. Sebebi ise hayatının o dönemine kadar bir çocuk, anne ve eş olmaktan öteye gidemeyen Nora'nın kendini keşfedip birey olma yolunda adım atmasıdır. Günümüzde bile kadınların bir birey olma düşüncesinden önce anne ve eş kimliğinin ön plana çıkarıldığı göz önüne alındığında o zamanlar için oldukça sert bir eser olduğunu söyleyebilirim. Oyun metninde erkeğin kadına söylediği sevgi sözcüklerinde bile onun her zaman korunmaya muhtaç bir yapıya sahipmiş imajı verildiğini görebiliyoruz. Kendi başına düşünemeyen, ciddi kararlar alamayan ve aslında bir evcilik oyunu oynayan bir kadın figürü verilmiş kitapta. Yaşanan bir trajedi sonunda ise bu oyunu farkedip bebek evinden çıkıp giden Nora'yı göreceğiz. Dilini, akıcılığını, kurgusunu çok sevdiğim bir oyun metni oldu. "+ Her şeyden önce bir anne ve eşsin. - Artık buna inanmıyorum. Her şeyden önce, senin gibi benim de bir birey olduğuma inanıyorum ya da en azından öyle olmayı deneyeceğim."
Bir Bebek Evi (Nora)
Bir Bebek Evi (Nora)Henrik Ibsen · Agora Kitaplığı · 2012785 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Benim Küçük Kuşum
Bir kadını toplumda kadın yapan nedir? Anne olması mı, eş olması mı, iyi ailesinin sözünü dinleyen bir kız çocuğu olması mı? İşte kitabın baş karakteri Nora, başına gelen bir takım olaylarla birlikte ilk kez kendi benliğini hiç tanıyamadığını fark eder ve hayatında adeta bir devrim yaratır. Nora, Helmer ile evliliğinin ardından kocasının sözünden çıkmayan hatta kocası tarafından aşırı narin “tarla kuşum, bülbülüm” diye seslenilen bir kadındır. Kocası aynı zamanda onu bir kuş kadar aptal ve saf bulmaktadır belki bu yüzden ona kuş türleriyle seslenmektedir. Nora’nın hayatına girdiğinden beri Helmer her şeyi nasıl yapması gerektiğini ona psikolojik bir baskı ile güçsüz hissedebileceği bir hayat kurmuştur. Nora sadece bu baskıyı eşinden değil evlenmeden öncede babasının sözünden çıkmayan bir kız çocuğu olarakta hayatını sürdürmüştür. Fakat karakter sayfalar ilerledikçe kendini geliştiren güçlü bir bireye dönüşür.
Bir Bebek Evi (Nora)
Bir Bebek Evi (Nora)
Henrik Ibsen
Henrik Ibsen
Bir Bebek Evi (Nora)
Bir Bebek Evi (Nora)Henrik Ibsen · Agora Kitaplığı · 2012785 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
“Bağışlanmak kolay olabilir belki, ama bağışlanmayı kabul etmek çok güç.” #birrahibeyeağıt Bir Rahibeye Ağıt, William Faulkner’ın aynı adlı eserinden uyarlanmış. Faulkner’ın eserini okumadım, bizde yayımlanmamış. Ama karakterler Tapınak kitabında da geçiyormuş, onu sipariş verdim. Varlıklı beyaz bir çiftin bebeğini eski bir fahişe olan Siyah
Bir Rahibeye Ağıt
Bir Rahibeye AğıtAlbert Camus · Can Yayınları · 202254 okunma
Reklam
311 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.