İçimizi ısıtan bir aile fotoğrafı...Bunun için kapak tasarımını yapan Nahide Dikel hanımefendiye teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Kitap 1935-48 yılları arasında Sabahattin Ali'nin eşine -nişanlılık dönemlerinden itibaren- ve kızına yazdığı mektupların derlenmesi ile oluşmakta.Mektupların bir sayfada aslını bir sayfada basılmış halini bulduğumuz kitapta Sabahattin Ali'nin eşine Arabi harflerle kızına ise Latin harfleriyle yazdığını görmekteyiz.Kitabımızda edebiyatıyla ve kurgusu ile tanıdığımız Ali'nin bu iki kadına aşkına hayran kalıyoruz: karısı Aliye, kızı Filiz.
Baştan söyleyelim okumanız zaman alacak Biz öyle cümleler gördük ki nezaket ve naifliğine hayran kalıp defalarca okuduk.O güzel adamın nişanlılık döneminde "Bu kalp bundan böyle benimki ile beraber çarpacağı için dünyanın en bahtiyar insanıyım" derken geleceğe ümitle bakışına; "Şimdi kapıyı açıp girdiğim zaman beni soğuk bir sessizliğin karşıladığı küçük evde senin güler yüzün tarafından karşılanmak bana saadetlerin en büyüğü gibi geliyor" derken evli bir adamın karısına duyduğu aşka; kızına "Yanaklarından defalarca ısırırım" derken baba şefkatine hayran kalmamak mümkün değil.
Hülasa bu kitapta geçim sıkıntısı çeken, evlilik hazırlığı yapan, nişanlısının fotoğraflarını seven, eşini ve kızını uzaktan da olsa eğiten, onları özleyen, kâh geleceğe ümit dolu, kâh pes etmiş ve daha birçok Sabahattin Ali görmekteyiz.
"Hep genç kalacağım" diyor üstad, sen hep genç kal güzel adam, hep genç kal.