Iza’nın Şarkısı Magda Szabo ile beni tanıştıran kitap. Iza babasının ölümünün ardından annesini yanına alır. Annesi Etelka başta bunu büyük bir sevinçle karşılar. 49 yıllık eşinin ölümünün ardından yalnız kalmayacağını düşünür. 76 yaşında taşradan kente taşınarak tüm anılarını, rutinlerini, kültürünü, onu o yapan her şeyi bırakır. Ve metinde anlatılmak istenenler burada başlar. Etelka hayat dolu yaşlı kadın, onu mutlu etmek için her şeyi yaptığını düşünürken annesinin günden güne eridiğini, yalnızlaştığını, mavi gözlerindeki yaşam ışığının söndüğünü farketmeyen Iza… Sonu yürek burkan bir hikaye.
Yalnızlık, hayal kırıklığı, bencillik, ölüm, yas ve insan ilişkileri üzerine güçlü bir metin diyebiliriz. Kitabın adı İza’nın Şarkısı olsa da yazar tüm karakterlerine eşit mesafede duruyor. Hiçbir karakterin tarafı olmadan anlatıyor hikayelerini. Bu yüzden hepsini anlıyor, zaman zaman hepsini eleştiriyor ve her birine ayrı ayrı üzülüyorsunuz.
Hermann Hesse yazar için “Magda Szabo’yu keşfettiyseniz altın bir balık yakaladınız demektir. Yazmakta olduğu bütün kitapları alın, ileride yazacaklarını da.” demiş. Ben de böyle düşünüyorum. İyi ki Szabo’yu keşfettim. Diğer kitaplarını da en yakın zamanda alıp okuyacağım.