Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dursun ve diğer yazarların kitaplarına uzun bir değerlendirme
Son bölümde, İslâm'a yönelik eleştirel görüşleri üzerinde durduğumuz Turan Dursun ve Erdoğan Aydın'ın genel olarak eleştirilerinin niteliği, temel görüş ve iddialarının düşünce tarihindeki yeri ve günümüzdeki anlamı ile vardığımız sonuçlar ve önerilerimizüzerinde duracağız. Şunu da belirtelim ki, yazarların eleştirileri, sadece kendi görüşlerini
İnsanlık tarihinde hümanizm...
- "Her ne kadar hümanizm gibi bir akımın, medeniyetlerin çözülme safhasında başgösteren salgın hâlindeki "insanın iyiliğine inanmayan, hor gören, herkesin yalnız kendi menfaatine çalıştığına inanan, ahlâkı hor gören, bile bile ahlâkı ve cinsî kuralları çiğneyenleri takip eden ve herşeyin nihaî ölçüsünün insanın kendisi, ahlâkî değerin biricik kriterinin insanın rahat ve mutluluğu olarak anlaşıldığı" bir yönüyle yorgunluğun, bir yönüyle yozlaşmanın belirtilerini taşıyan bir akım olması hasebiyle, tarihte benzerlerine rastlanabileceği ileri sürülecekse de, onu bu yönüyle değil, içinde bulunduğumuz dünyada yol açtığı şartlar bakımından değerlendirmek lâzımdır. Ve o sebeble bu olguyu, Batı tarihinin veya Orta Doğu tarihinin bünyesi içerisine değil, başlangıcından günümüze insanlık tarihi içerisine yerleştirerek değerlendirmek ve bu tarihi mütecanis bir tarih olarak görmemek gerekir.
Sayfa 197 - 5.Levha, -Tasavvuf ve Psikoloji- (Hümanizm) İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her yönüyle hümanizm:
"Hümanizm, bütün insansal davranışları kendi malı haline getirir ve hepsini birbirine karıştırır. Ona dosdoğru karşı gelmiş olursanız oyuna düşmüş olursunuz; çünkü hümanist, karşılıklarına dayanarak yaşar. Dik başlılar, dar görüşlüler, yasa dinlemezler ona yenilip dururlar; onların bütün sertliklerini, bütün kötü alışkanlıklarını hümanizm sindirir ve köpüklü beyaz bir lenf haline sokar. Düşünce düşmanlığını, manişeizmi, mistisizmi, kötümserliği, anarşizmi, bencilliği sindirmiştir. Bunlar, varoluşlarını ancak hümanizm içinde haklı çıkaran tamamlanmamış düşünce ve aşamalardır. Bu topluluk için de, insanlardan tiksinen kimse de yerini bulur; bütününün uyumunu sağlayacak bir uyumsuzluktur sadece. Başkalarından tiksinen, bir insanoğludur, öyleyse hümanistin de belli bir yere kadar başkalarındab tiksinmesi gerekmektedir. Ama o, tiksinme ve nefretini dozunda kullanan bilimsel bir insansevmezdir. İnsanlardan, onları daha iyi seçebilmek için önce nefret etmiştir."
Sayfa 177 - CanKitabı okudu