Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hayat

Oysa, sürekli olarak ilerleme borcunda olan müslümanın ayrılmaz özelliklerinin başında çalışkanlık özelliği yer alır.
Sayfa 53 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
Reklam
Müslüman, inançsızdan evvel davranıp eşya ve tabiat kuvvetlerine hâkim olmalı, sahip çıkmalıdır. Allah'ın halifesi olarak, bu, onun ödevidir.
Sayfa 53 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
Müslüman kuvvetli olmak borcundadır. Hem kendi inanç ve medeniyetini korumak, hem zulmün insanlığa el koymasına mâni olmak için.
Sayfa 53 - Diriliş yayınları, 47. Baskı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnançsız toplumların merhameti yoktur.
İnançsız toplumların merhameti yoktur. Hem, müslüman toplum, neden inançsız toplumların merhametine muhtaç olsun? Asıl inançsızlardır ki, müslümanın merhametine muhtaçtırlar.
Sayfa 53 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
"Ne gerek var İHA'ya SİHA'ya" diyenlere...
Çağımızda, Hakikat Medeniyeti, ağır sanayi ile korunabilecektir. İnançsızlığın örgütlenişi demek olan süper devletlere ve güçlülere karşı müslüman, zayıf olduğu her vakit, materyalist ya da öbür inanç ve görüşlerdeki toplumlarca insafsızca ezilmiş olduğunu bilmek için yeteri kadar tarihi tecrübeye sahiptir. Hâlâ bunu bilmiyor ve bunun idrâkine ermemiş bulunuyorsa yazıklar olsun ona.
Sayfa 53 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
Reklam
Nasip et Allah'ım.
Farmakoloji hocamız endokrin sistemi anlatırken "Büyük patron kim? Evde bizim hanım ama burada hipotalamus." dedi. Bayılıyorum bu adamın her fırsatta eşinden bahsetmesine.
Âmin.
Dedem az önce evine giderken "Hakkınızı helal edin." dedi. Eskiden demezdi... Ölümü kendimize yakın hissettiğimiz o yaşlarda imanımızı koru Allah'ım. Şimdi dahi bize ölümü unutturma.
Bu yüzdendir ki, öbür dinlerin rahiplik anlayışına yer yoktur islâmda.
Diriliş Toplumunda insan dünyaya sırtını çevirmez. Tam tersine, Dünya, onun eli altında binbir açıdan optimal verime kavuşan bir tarla olur. O, dünyayı dünya olarak ele almakla da yetinmez. Dünya da bir misyon sahibidir. Ancak bu misyonuna ve misyonun kıvamına, Tanrının Halifesi insanın elinde hamur gibi yoğrularak kavuşur. Eşya ve tabiat, insan emeğiyle, transandantal anlamına kavuşur. Bu yüzdendir ki, öbür dinlerin rahiplik anlayışına yer yoktur islâmda.
Sayfa 52 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
Asın bayrakları.
Tarihte, gerçekten çok üstün bir devlet anlayış ve örneğini nice kereler gerçekleştirmeyi başarmıştır müslümanlar. Gelecekte de başaracaklardır. İslâmın diriliş erleri bu uğurda bütün güçlerini seferber edeceklerdir. Onların tarihî misyonudur bu.
Sayfa 51 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
İnsanları ezme ve sömürmeyi hedef almış Batı ideası...
İslâmın devlet ideasında, insanları ezme ve sömürmeyi hedef almış Batı ideasının ve insanlığı hayvanlık derecesine düşürme ve makinayla eşdeğerli yapma sistemi olan komünizmin yeri yoktur. Kapitalizm ve komünizm, materyalist bir amaç gütmekte birleşirler ve her ikisi de ruhî, mânevi ve metafizik bir ideanin izleyicisi olan islâm medeniyetine aynı şekilde düşmandırlar.
Sayfa 50 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
Reklam
Bu topluluğun varlığını, aristokrasi, plütokrasi veya bir nevi bir oligarşi varlığı saymak yanlış olur. Çünkü: bunlarda ya soy, ya servet veya bir sınıftan olma özelliği vardır. Halbuki islâmı ideal edinmiş erdemli ve aktif, hayırda yarışanlar topluluğu, soy sop veya servet aramayacaktır mensubunda. Bu öncüler halkın sadece erdeme, fedakârlığa ve iş görme yetisine bakarak etrafında toplandığı insanların kurduğu tarihî - sosyolojik bir kuruluş olacaktır. Yoksa bir ulema sınıfı veya bir ordu topluluğu değil.
Sayfa 49 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
Eleştirisiz devlet, kısa zamanda çöker.
Devlet hayatında samimi eleştiri şarttır. Eleştirisiz devlet, kısa zamanda çöker. Yine her sınıf insandan yöneticiliğe yetenekli olanların yükselerek devlet hayatında gerekli yerlerini almaları da gerek toplum seyyaliyeti yönünden, gerekse devlet hayatının istediği tecrübe ve denge gereği şarttır. Demokrasi, ancak bu hayır yönünde birleşmiş topluluğun bulunmasıyla yeterlik ve güven kazanacaktır. Yoksa, günümüzdeki gibi, halk kitlelerinin propaganda yoluyla şartlandırılması sonucu ortaya çıkan demokrasi türü, ideal devlet yapısına tıpıtıpına uymaz. Güdümlü bir demokrasi veya kayıtsız şartsız demokrasi gibi türler ifrat ve tefrit türleridir. İdealizmin devletiyle bağdaşan demokrasi türü ancak sürekli olarak islâm idealini yaşayan ve yaşatmak için hayatların bile her an ortaya koymaya hazır bir topluluğun varlığıyla mümkündür.
Sayfa 48 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
... insanî duygu ekonomik faktörden önce gelecektir.
Çocuklar için, yetişme yaşına kadar, sadece bilgice yetiştirilme değil, ahlâk ve iradece de güçlendirilme temel alınacaktır. Isparta veya Hint biçimi değil, islâm biçimi "çile" doldurulacaktır. Cimrilik değil, tutumluluk öğretilecektir onlara. Bu tutumlulukları, israftan onları koruyacak, fakat cömert olmalarına engel olmayacaktır. Özveri tutkusu aşılanacaktır onlara. Onlar hayırlı işlerde yarışanlar olacaklardır. Her işlerinde Tanrı rızasını gözeteceklerdir. Merhametli olacaklardır. Ama bu kalb yumuşaklığı, inkârcılar ve islâm ve insanlık düşmanlarıyla çarpışmalarında kaya gibi sert ve dayanıklı olmalarına engel olmayacaktır. Sadece insanlara değil, hayvanlara karşı da acıyıcı ve koruyucu olacaklardır. Ağaçlar ve bitkilere de. Bu tutumlarında da insanî duygu ekonomik faktörden önce gelecektir.
Sayfa 46 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
İdeal devlet:
İçkinin, kumarın, fuhşun, saygısızlığın ve kabalığın, tembellik ve avareliğin kent sınırlarından, siteden, ülkeden koğulusu için elden gelen yapılacaktır. Öksüzler, dullar, sahipsiz yaşlılar, sakatlar toplumda herkesten önce düşünülecekler, kimseye ezdirilmeyecekler, sömürtülmeyecekler ve korunacaklardır. İşsiz kimsenin kalmaması ilkesi hakim olacaktır. Devlet veya toplumsal kurumlar, iş bulma veya gösterme zorunda olacaktır. Okuma yetisi olan herkesin okuması, hasta olan herkesin tedavi edilmesi de toplum veya devletçe üstlenilecektir. Giyimde, yemede, ev hayatında ve kent imarında sadelik prensibi esas olacaktır.
Sayfa 45 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
Kentler, her yönüyle mü'min hale gelmelidir elimde. Çünkü : şehirlerin de inanmışı, inkârcisı, nihilisti, ate olanı vardır. Toplam anlamıyla kent, ya imânı, ya isyanı haykırır. Ben, imân haykıran, sessizliğinde imân Çınlayan şehirlerin mimarı olmalıyım. Müslüman olmak, bana bu görevi yüklüyor.
Sayfa 41 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
1.445 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.