Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hiçlik Karasızdır
Fiat justitia---ruat caelum. (Adil olasın ki gökler yere insin).
Sayfa 181 - Antik Roma AtasözüKitabı okudu
Evrenin durağan olmadığı, aslında genişlediği keşfinin derin felsefi ve dini anlamları vardır, çünkü evrenimizin bir başlangıcı olduğunu düşündürür. Bir başlangıç yaratılış anlamına gelir, yaratılış da hisleri karıştırır.
Reklam
Seni sordum yıldızlara... :)
Ne mutlu ki yıldızlar o kadar sık patlamazlar, her galakside yüzyılda bir ancak bir patlama olur. Ama şanslıyız ki patlarlar, çünkü patlamasalardı burada olamazdık. Evren hakkında bildiğim en şiirsel gerçeklerden biri, bedenimizdeki her atomun bir zamanlar patlayan bir yıldızın içinde olduğudur. Dahası da var: Sol elinizin atomları başka, sağ elinizin atomları başka bir yıldızdandır. Kelimenin tam anlamıyla yıldızların çocuklarıyız, bedenlerimiz yıldız tozundan.
Aylak KitapKitabı okudu
Dünya'nın evrenden daha yaşlı olduğunun bulunması, bilim insanlarını utandıran bir sonuçtur
Aylak KitapKitabı okudu
Biz evrenin merkezindeyiz.
Bir kenar, bir sınır olmadığı sürece bu galakside yaşayanlar kendilerini genişlemenin merkezindeymiş gibi hissedeceklerdir.
Aylak KitapKitabı okudu
Astronomi alanındaki en önemli keşiflerden biri, yıldızları oluşturan madde ile Dünya'yı oluşturan maddelerin büyük ölçüde aynı olmasıdır.
Aylak KitapKitabı okudu
Reklam
Evrenin durağan olmadığı, aslında genişlediği keşfinin derin felsefi ve dini anlamları vardır, çünkü evrenimizin bir başlangıcı olduğunu düşündürür. Bir başlangıç yaratılış anlamına gelir, yaratılış da hisleri karıştırır.
Aylak KitapKitabı okudu
Hiçlik kararsızdır
Ne var ki eğer evrenimiz akla yatkın bir biçimde eşit miktarda madde ve karşı madde ile başlayıp öyle de kalsaydı biz burada olup "neden" ya da "nasıl" diye soramazdık. Çünkü evrenin ilk zamanlarında bütün madde parçacıkları bütün karşı madde parçacıklarıyla birbirlerini ortadan kaldırır; geride saf ışınımdan başka bir şey kalmazdı. Yıldızları ya da galaksileri oluşturacak madde ya da karşıt madde kalmazdı; bir gece gökyüzüne bakıp da birbirlerinin kollarında kendilerinden geçecek aşıklar ya da karşıt aşıklar da olmazdı. Dramlar olmazdı. Tarih boşluktan, yavaş yavaş soğuyup sonunda soğuk, karanlık ve boş bir evren ortaya çıkaran bir ışınım banyosundan oluşurdu. Hiçlik hüküm sürerdi.
Sayfa 185
“Kozmik Mikrodalga Geriplan Işınımı Büyük Patlama sonrasındaki ışıktan başka bir şey değildir. Büyük Patlama'nın gerçekten olduğuna dair doğrudan bir kanıt sunar, çünkü içinden bugün gördüğümüz yapıların doğduğu çok genç, sıcak evrenimize doğrudan bakıp onun niteliklerini belirleyebilmemizi mümkün kılar.”
Göğe bakın
"Bir gece ormana ya da çöle, yıldızları görebileceğiniz bir yere gidin, elinizi gökyüzüne doğru kaldırıp başparmağınız ile işaret parmağınızı birleştirerek bozuk para büyüklüğünde bir halka oluşturun. Sonra bu halkayı gökyüzünde hiçbir yıldızın görünmediği karanlık bir bölgeye doğru çevirin. O karanlıkta, bugün kullandığımız türde yeterince büyük bir teleskopla her biri milyarlarca yıldız içeren 100.000 galaksi görebilirsiniz."
Reklam
Biz, yıldız tozlarıyız.
"Evren hakkında bildiğim en şiirsel gerçeklerden biri, bedenimizdeki her atomun bir zamanlar patlayan bir yıldızın içinde olduğudur. Dahası da var: Sol elinizin atomları başka, sağ elinizin atomları başka bir yıldızdandır. Kelimenin tam anlamıyla yıldızların çocuklarıyız, bedenlerimiz yıldız tozundan."
Newton
"Astronomi alanındaki en önemli keşiflerden biri, yıldızları oluşturan madde ile Dünya'yı oluşturan maddelerin büyük ölçüde aynı olmasıdır. Modern bilimdeki birçok şey gibi, bu keşfin de kökleri Isaac Newton'a uzanır. O zamanlar genç bir bilim insanı olan Newton, 1665'te, panjurda açtığı küçük bir delik dışında odasını karartarak elde ettiği incecik bir gün ışığı huzmesini bir prizmadan geçirmiş, gün ışığının bildiğimiz gökkuşağı renklerine ayrıldığını görmüştü. Güneş'ten gelen beyaz ışığın bütün bu renkleri içerdiği sonucuna varmıştı. Yanılmıyordu."
Neden hiçbir şey olmayacağına bir şey var? Nihayetinde bu soru neden bazı çiçeklerin kırmızı, bazılarının da mavi olduğu sorusundan daha önemli ya da derin olmayabilir. Hiçlikten her zaman "bir şey" çıkabilir. Gerçekliğin temel doğasından bağımsız olarak böyle olması gerekebilir. Belki de "bir şey" çokevrende çok özel, hatta çok sıradan bile değildir. Hangisi olursa olsun asıl yararlı olan şey bu soru üzerine kafa yormak değil, içinde yaşadığımız evrenin nasıl evrildiğini, evrilmekte olduğunu ve işleyişsel olarak varoluşumuza hükmeden süreçleri ortaya çıkarabilecek heyecan verici keşif yolculuğuna katılmaktır. İşte bu yüzden bilim vardır. Bu anlayışı düşünerek tamamlayabilir, buna felsefe diyebiliriz.
"Evren olduğu gibidir, biz beğensek de beğenmesek de. Bir yaratıcının var olması ya da olmaması bizim arzularımızdan bağımsızdır. Tanrı'nın ya da amacın olmadığı bir dünya acımasız ya da anlamsız görünebilir, ama bu, Tanrı'nın gerçekten var olmasını gerektiren bir neden değildir. "
705 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.