Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Lokman Demir

Lokman Demir
@hicranimsinn
Bir davan yoksa, Nesin sen...? ------------------------------------------ #58411428 #57284032 İçim kara ciltli bir kitap, Arada dökülüyorum sadece...
Viranşehir, 23 Mayıs
504 okur puanı
Mayıs 2018 tarihinde katıldı
Dirisini mutlu edemediğinizin, Ölüsüne ağlamayın...
Reklam
Söyleyemezsen de özlersin ! Bir şehri, bir barakayı dersin. Korkutur özledim demek, Uzaklaşır diye korkarsın, Seni özledim demek ağır gelir bazen... Şehrini özledim dersin... Aynı gökyüzünün altındayız işte, Şehrini özledim sevgili... L.D
Öyle sessizce öldüm ki defalarca Hiçbir zaman anlaşılmadı yokluğum.. Hayatın omuzda bir yük olduğu Nice yalnız geceler, nice akşamlar Tanrı biliyor ya kaç kere öldüğümü İnandım ölüme, aşka inandığım kadar.. Satır satır yaşadım yazdıklarımı Ne saadetin ne güzel günün şairiyim Kimse acımasın bana, istemem Ben aşkın ve ölümün şairiyim Ümit Yaşar

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bizim Pencereler Yele Karşıdır Muhabbet Dediğin Karşı Karşıdır Girer Isen Bu Sinemde Neler Var Gülüp Oynadığım Ele Karşıdır Karacaoğlan
Susuz, soğuk dudaklardan döküldü birkaç hece. Bak, gökyüzü berrak, yağmur var ve ıslandım. Her dervişin dimağında yer eden bir bilmece. Yıl 57, yer Nedim divanında bir gece. Huzurlu bir ses yükseliyor Sıla-i Rahim'den. Ölmenin tam zamanı hazır hava güzelken. Çeşminden dökülmüş doğarken kıvırcık saçların, Bir ezanla fısıldanmış en güzel isim; ADIN. Şair Lütfü
Reklam
Insan sahip olamadığı hiç bir şeyi sevmemeli ! Belki de sırf bu yüzden sevilmedim... Sevemedim kendimi... L.D
En güzeli neydi biliyor musun; Sen beni, ben de Seni sevmeden öncesiydi, İçimi dökecek birisi vardı hiç değilse, Oysa ne çok anlaşıyorduk öncesinde, Kalbimizle konuşmadan önce. Sevmek pişmanlığım değil ama İçini dökecek birisini kaybetmek daha zormuş. Saymadım, gidişinin kaç takvimi soldu, Bilmiyorum... Her yaprak dün benim için Kaç mektup, kaç mesaj yazdım, kaç şiir sildim Kaç geceleri sabah ettim bilmiyorum, Kimbilir belki yine silerim, yüzlerce yazıp sildiğim yazılar gibi bunuda Olsun, sana yazar gibi olacak. Belki bir gün anlatırım, içimden taşanları, Yazarım... Neyse; Buda yeni bir yarım kalmışlık olarak kalsın Yazılacak binlerce kelime var, Hepsini tek kelimeye sığdırmak zor gelmez ama; Özledim... L.D
Dolar insan, taşar taşar, kimse bilmez Apansız bir boşlukta bulur kendini Kimsenin istemediği bir yalnızlığı sahiplenir Kahkahalara saklanmış yaşlar birikir içinde Taş derler, sinirli, kalpsiz, tahammülsüz Dumansız bir yangındır saran içini, bilinmez Konuşamaz, yazamaz, anlaşılmaz Bir taşa yaslar başını, insandan yumuşak Dolar insan, dünyaya sığmaz Kelebeğin ölüşüne hayran olur Her giden tren içinden gider Her yolcu ardında onu unutur Her el sallayış başkasına Bütün mezarlar onu çağırır İçinin boşluğuna uçurumlarda bitirmek ister Bitmez, yitip giden zamanın ardından bakar sadece Dolar insan, dolar taşar kimse görmeden Ağlar, anlaşılmaz, yaşlara gücü yeter sadece Ölür her gün gömülmeden topraksız.... L.D
Yalnızlığı etrafımdaki kalabalıklardan öğrendim; Kimsenin beni anlamamasından Başını omuzuna, dizine koyup dinlenebileceğin birinin olmamasından Karanlıklara saklanıp, köşe bucak kaçarak, gözlerimdeki yaşları ellerimle silişlerimden öğrendim, Şarkılara, şiirlere bile dökememekten içini Dumansız yanışlardan Hani derler ya "insan vücudunun yüzde yetmişi suyken insanın içi nasıl yanar'ı anladığım anda Gidişlerin ertesinde, kimsesizliğimi gördüğümde öğrendim.. İçimi içime bile dökememekten öğrendim, Bu yalnızlık çok fazla; anlatamıyorum... L.D
Tezat nedir bilir misin Hafız? "Yan yana" sözcüğü ayrı yazılırken "Apayrı" sözcüğü bitişik yazılıyor...!
Reklam
Oysa unutmuyor insan Alışıyor sadece, Mevsimler geçiyor, yüzü değişiyor soğuğun Bir yolcu gibi, yorgunluğun verdiği umarsızlıkla çekiliyor bir kenara Dinlenmekten ziyade, insan içinde birikenleri nefeslerle atmak için Yağmura inat, içinin yangınıyla çöllere dönüşünü, kuraklığını düşünüyor Yol gidiyor üstümüzden, gökyüzü ayaklarımızın altından kayıyor Unutmuyor alışıyorsun, Acı en güzel yerinden vuruyor zaten Yüreğinden, yorgunluğundan, boş verememezliğinden Bir Temmuz akşamında, çarşambayı sabah edemeyen Karanlığa teslim olmuş yeşiller kadar ışık Ve hiç gömülmeyen bir ceset kadar kalabalıklaşıyor insan Yüzünde dünyayı gülümseten tebessümlere aldanıyor herkes Nefes almaya alışmış, gömülmemiş bir cesedim sadece... Unutmuyorum... L.D
Oturdum bir köşeye hayatımı sorguladım. Kimlere ne yapmışım Kimler için ömrümü vermişim Kimlerin derdine koşmuşum Kimler için kendimi parçalamışım Kimler için uykusuz kalmışım Kimler için hayatımı ertelemişim Kimleri sevmişim İnsan şöyle bir bakıyorda Verdiğin onca emeğe değmemiş Giden hep bizden gitmiş İnsan yorulunca anlıyor ..
Bugün anladım ki bu hayatta isteyebileceğim, arzulayabileceğim hiç bir hevesim kalmamış. Sadece üzgünüm... L.D
Ne söyleyeyim daha; Şiir bile yazamıyorum...
Sürekli olarak kendi fotoğrafını yemek masasını yediklerini içtiklerini gittiği gezdiği mekanları paylaşmak uzmanlar tarafından "psikolojik bir rahatsızlık olarak" nitelendiriliyor. Bu rahatsızlığın sebebi ise üstünlük duygusu empati noksanlığı kendini özel zannetme beğenilme ihtiyacı ve hayranlık beklentisi olarak sıralanıyor..
1.753 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.