Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her şeylerini arkalarında bırakıp yollara düştüler. Varlıklarını terk edip yokluğa talip oldular. Kendi memleketlerinin sakinleri iken başka bir diyarda muhacir olmayı tercih ettiler. Onlar artık, Allah ve Rasulü uğruna çıkılan kutlu bir göçün kahramanlarıydılar. Ancak şüphesiz onlar için vatanlarından, ailelerinden, evlatlarından ayrılmak kolay değildi. Öyleyken vatanlarını terk edip en sevdiklerinden ayrılmayı göze almalarının sebebi neydi? Neydi Allah Rasulü’nün dudaklarından çok sevdiği Mekkesi için “Senden (zorla) çıkarılmış olmasaydım, seni (asla) terketmezdim.” (Tirmizi, Menakıb, 68) sözlerinin dökülmesine sebep olan? Hz. Ebu Bekir’i mağarada Süraka ile Hz. Ali’yi ise Rasulüllah’ın yatağında en azılı düşmanları ile karşılaştıran sebep neydi? Yiğitlerin cesaretini sınayan, en cesur olanların kalplerine korku düşüren, Rahman’ın muhacirlerinin ise ancak imanını artıran hicret, kimin içindi?
Züleyha, Züleyha olandı. Yusuf'a vardı da Yusuf oldu. Yol, Musa'nın beşiğine suyun üzerinde yastık oldu da, beşik suya değmedi. Gelelim siz iki yolcuya, sizin durumunuz iki kardeşin arayışına ne de çok benziyor İki kardeş yola çıkarlar nasiplerini bulmak için. Uzun yollar aşarak bir yol ayrımına gelirler. Orada bulunanlardan bir derviş onlara her iki yolun da aynı şehre vardığını; birinin meşakkatli diğerinin ise nimetlerle dolu kolay bir yol olduğunu söyleyip gözden kaybolur. Her ikisi de ayrı yollardan hicrette karar kılarlar. Bilesin ki her hicret, söz aynasında tersten okunduğunda tercih olur. Kardeşler de varlık ve hiçlik tercihlerinde ayrı yollara düşerler. Şimdi ben size derim ki, sonu hayır olan meşakkatli yolu seç ki, sonunda ebedi nimetlere kavuşasın."
Sayfa 292Kitabı okudu
Reklam
Onlardan (muhacirlerden) önce o yurda (Medine'ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. (Haşr Sûresi/8)
Hicret
Hepsi toplandığında Habeş kralı Necâşî onlara şöyle dedi: "Ne bizim dinimize, ne de çevre ülkelerden birinin dinine uymadığımıza göre, sizi kendi halkınizdan ayrılmaya zorlayan bu din nedir?" Ca'fer ona cevap verdi: "Ey kral! Biz cehâlet içinde yüzen, putlara tapan, Allaha adına kesilmemiş etleri yiyen, kötülük yapan ve güçlünün zayıfı ezdiği bir topluluktuk. Biz, Allah bize kendi aramızdan, soyunu bildiğimiz güvenilir bir elçi gönderene dek bu hal üzereydik. O bizi Allah'a çağırdı, O'nun birliğine inanmamız ve yalnızca ona ibadet etmemiz gerektiğini, bizim ve babalarımızın taptığı taş ve putlara tapmamamız gerektiğini öğretti. Bize doğru söylemeyi, verdiğimiz sözü tutmayı, akrabalık bağlarına ve komşu haklarına saygı göstermeyi, kötülüklerden ve kan dökmekten sakınmayı emretti. Biz bir tek Allah'a inanıyor, O'na ortak koşmuyoruz; O'nun yasakladıklarını haram, serbest bıraktıklarını helal kabul ediyoruz. Bu yüzden halkımız bize karşı çıktı ve bizi dinimizden döndürmeye, tek Allah'a ibadeti bırakıp putlara tapmaya zorladı. Sizi diğerlerine tercih edip, bu ülkeye sığınmamızın sebebi bu; sizin korumanız altında olmaktan memnunuz ve umuyoruz ki sizin yanınızda bize adaletsizlik yapılamaz".
Sayfa 123Kitabı okudu
Geri122
341 öğeden 331 ile 341 arasındakiler gösteriliyor.