“Zamanı faydalı kullanmak, meşgûl görünmek değil; zamanı hedef ve gayelerimizin tahakkukuna yönelik faâliyetler yaparak değerlendirmektir”
Vaktin önemini, kıymetini, Kur’an ve sünnette, ashabın hayatında ve İslâm âlimlerinin hayatında, tasavvufta vaktin ne olduğunu ve nasıl harcanması gerektiğini işlemiş, çok şahâne kitap... Tavsiyemizdir...
Kendisi de kategorik olarak bir "kişisel gelişim kitabı yazarı" olan, benim için kıymetli bir yerde duran
Ahmet Şerif İzgören 'in, "kişisel gelişim" adı altında yazılan nice safsatalarla, esprili bir dil ve hikâye ile alay ettiği, eleştirdiği, sonunda ise çok güzel bir mesajla sonlandırdığı, sadece birkaç saatte okunabilecek bir güzel kitap.
"Ferrarisini Satan Bilge"nin kolundaki saatten yola çıkarak, sadece birkaç saatlik eğlenceli bir serüvenle gözler önüne serdigi riyakârlığı ve daha çoğunu gördükten sonra bir daha bu kitaplara elinizi sürmek istemeyeceksiniz, olanları da sobaya...
Ne yazsam yorumuma diye düşünürken İşler Güçler dizisinin jenerik müziğini mırıldanırken buldum kendimi. Başlayalım o vakit
“Ne gada tatlı, bi o gada farklı.
Ne gada da değişik, bir o kadar ilginç “
Kimdi o yazar, adamın Katar şeyhi gibi adı vardı, neydi neydi. Hah Ahmet Şerif İzgören
Nefes nefese bir KİŞİSEL GERİLİM kitabı demiş yazdıklarına ithafen Ben ise 3 bölüme ayırdım kitabın bendeki izini.
İlk bölümde, tam olarak ne yazıldığını anlamadım bol bol esnedim( odaklanmadan ve az az okuduğumdan olabilme ihtimali var)
İkinci bölümde kahkahalarla güldüm.
Üçüncü bölümde düşündüm ha düşündüm.
Kişisel gelişim yazarımız, hedeflerine odaklanmış bu yüzden de yüzlerce kişisel gelişim kitabını ezber etmiş memur Hıdır Bey ile trajıkomik bir yolculuğa çıkarıyor bizi. Hıdır gelişir mi gelişmez mi bilmem ama kitabı bitirdikten sonra, gelişimi aradığımız yolda az bi mola verip doğru yol mu diye düşünüp emin olmamızda fayda var
Çok satan , ince, dili anlaşılır, farklı, komik, mesajlı bir kitap... Daha ne olsun. Okumayla arası olmayanlar da okuyabilir. Hem gülüp hem düşünebilir. Bir çırpıda bitirip mutlu olabilir. Mutlu Oldukça gaza gelip bi tane daha okusam diyebilir .. ihtimaller güzel, o zaman bekle bizi Hıdır Bey, geliyoruz 91 model Şahin’le
Hıdır Toraman'ın yazısı çok güzel. Şairlere şiirlerinin nasıl olması gerektiğini, şairin nasıl olması gerektiğini ve daha fazlasını söylüyor çok naif bir dille. Bence herkes tarafından okunmalı.
Sımsıcak ana kucağından, çocukluk anılarıyla dolu memleket toprağından "renksiz, yapay, eğreti olmamışlıklara" uzanan otobiyografik öyküler sunuyor bize
Hıdır Murat Doğan . "Doğduğumuz yer bir çeşit alın yazısıdır çünkü. Doğduğumuz yer adımızdır." diyor yazar. Aynı coğrafyanın insanıyız. Kuvvetle muhtemel bu yüzden, acılar ya da sevgi genlerle aktarıldığından yani "mitokondri diye bir şey olduğundan" duygudaşlık beni can evimden yakaladı. Çokça gülerek, çokça ağlayarak okuduğum bir öykü kitabı "Biraz Ormanda Saklanacağım". Samimiyet sanırım kilit nokta oluyor. İçten sökün edip gelen duygular okura sirayet ediyor. Bunca aforizma, bunca lirizme "rağmen" çiğ kalmamış öyküler. Yas tutan, yasın hic bitmeyeceğini söyleyen öyküler: anneye, memlekete, kendine...
Dedemin Kör Atı Vurduğu Gün, Sadece Bir Alman Markı Farkla Daha Büyük Acılar İster Misiniz? ara ara dönüp okuyacağım öyküler.
Öyküseverlere tavsiye edilir.
Bir filim şeridi gibi gözümün önünde canlanan bir kitap.Yazarımızın bir kaç ay önce bir söyleyişine katılmıştım.Bir süre hem kitabın, hem kedisinin etkisinde kalmıştım. Kendisi bir sinema yazarı sinemada ki bilgi ve deneyimlerini kattığı bir kitap. Kitabın gözlerimin önünde canlanması bundan olsa gerek
Münferit Bir Olay Suat Göçerin ilk romanı diyaloglarla başlayıp hiç beklenmedik bir sonla bitiyor.
Babasıyla arası bozulan Volkan evi terk edip çalışmaya başlar. Lakin yine babasının gözetiminde çünkü yanında çalışmaya başladığı kişi babasının arkadaşıdır. Okulda öğrenemiyecek çoğu şeyi inşaat ustası Hıdır abisinden öğrenir.
Kitabı okurken sanki olayın içindeymişsiniz yanı başımızda gerçekleşen olayları yaşıyormuşuz hissini uyandırıyor. Akıcı bir o kadarda sürükleyici bir kitap. Bir oturuşta bitirmek istiyorsunuz. Bitirdikten sonra da etkisinde kalıyorsunuz. Okuyup okutulması gereken bir kitap.
Kitabı okurken dikkatimi en çok çeken şey şuydu..
Talat ağabey karakteri bize aslında üzerine düşmemiz gereken şeyin, kendi yaşamımızın olduğunu ve hayatımızı başkalarının hayatlarıyla kıyaslamamamız gerektiğini anlatmak istemesidir.. Ancak bu şekilde kendi hayatımıza yönelebilir, kendi ürettiklerimizin sonucunu görebilir ve gerçek anlamda başardığını düşünüp mutlu olabiliriz.. Başkalarının başarılarına özenerek ancak onlar gibi olmaya çalışmak benliğine aykırı ve saygısızlıktır..
Bize ders vermek niteliğinde kitap yazanların aslında hayatında aynı durumu mükemmel bir şekilde yaşamadığını göstermesidir..
Ayrıca, kitapta geçen farklı konu, kendi yaşam biçimlerini bize empoze etmeye çalışmalarıdır ancak bu sayede insanları kendilerine benzetip, yönetebilmeleri daha rahat olacaktır..
SAYGILARIMLA…
Ahmet hoca'nın kült sayılabilecek kadar kalıcı ve kıymetli kitaplarını seviyorum. Hıdır Kişisel Gelişirken aslında alanı çok güzel aynalamış. Mesleki olarak da merakım olan bir başlıkla yazıldığı için soluksuz okudum, herkese tavsiye ediyorum.
Aslında normalde kişisel gelişim kitabı çok sık okumuyorum. Daha doğrusu her yazarı okumuyorum. "İçindeki kendini bul" , "10 günde hayatını değiştir" gibi klişe sloganlara sahip çoğu kitap, içeriklerinden bağımsız olarak itici geliyor bana. Ama yıllar önce tesadüfen bir kitabını okuduğum Ahmet Şerif İzgören hepsinden farklı benim için. Hıdır Kişisel Gelişiyor kitabını o kadar çok sevdim ki zamanla Ahmet Şerif İzgören'in neredeyse tüm kitaplarını okudum. Bu görmüş olduğunuz kitap da Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır kitabının ikincisi.
Her sayfasına hayran kaldım yine bu kitabın. Yazarın içtenliği, kitabın çok sevdiğiniz bir abinizle sohbet ediyormuşsunuz gibi geçmesini sağlıyor. Size fark ettirdiklerini saklama ya da sezdirme gereği duymuyor yazar. Açık açık söylüyor. Şakalarla her sayfayı eğlenceli hale getirirken Türk toplumunu da o kadar iyi anlatıyor ki bu memlekette kişisel gelişim tam da bu şekilde olur diyor insan.
Mutlaka okumanızı öneririm. Ve hayranı olduğum Ahmet Şerif İzgören ile bir gün tanışmayı ve onu canlı canlı dinlemeyi umarım.