"Oyala beni dünya demeliydim. Televizyonla oyala, internetle oyala, esrarla oyala, edebiyatla oyala, alkolle, pornoyla ve nescafeyle oyala. Oyalarken bana dokunduğunu hissedeyim; sırtımı sıvazla, saçlarımı okşa. Oyala bizi dünya, hüznümüzü ve sefilliğimizi unuttur..."
Emrah Serbes/ Hikayem Paramparça
Hemen hemen her insanın hayatında dönüm noktası dediği yerler vardır. Bazen bunları fark ediyoruz bazen edemiyoruz. Bu noktalar kimi için bir fırsat olarak gelirken kimi için dibe vuruş olarak geliyor. Benim dönüm noktam dibe vurmakla oldu. Artık hiç bir şey eskisi gibi değil. Bu evre benim için çok sancılı oldu öyle ki şükür edebileceğim bir tek
İnanılmaz övülen, beklentinin arşa çıktığı kitaplar vardır. Hırsla, istekle, büyülenmişçesine sipariş verir ya da alırız. Sonra kitap elimize ulaşır belki de içeriğine bakmadan kütüphanede ısıtılmak üzere konur ya da hemen okumak için elimize alırız. Sonra? İlk sayfaları, önsözü geçtik aman Allahım! Büyük bir hayal kırıklığı. Kitabın içeriği aslında toplasan 20 sayfa bilemedin 30! Verdiğin paraya acırsın, çünkü resimler, boşluklar entellektüel bir sahtekarlık...
Bunu yapan bir sürü yayınevi var. Özellikle YKY başı çekiyor. Jean Louis Fornier'in 222 sayfalık kitabı var örneğin 'Son Siyah Saçım' aslında 80 sayfa falan o da yarım yamalak cümlelerle kaplanmış. Emrah Serbes'in 'Hikayem Paramparça' kitabı, daha sonra Zülfü Livaneli'nin 'Gölgeler' kitabı (42 TL) Wolfgang Borchert'in 'Hayır De' ve 'Fener, Gece ve Yıldızlar' kitapları, bir sürü örnek mecvut lütfen siz de bildiğiniz kitapları yazarsanız sevinirim. Teşekkürler.