Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hilâl

Hilâl
@hilaalkayaa
Öğrenci
İstanbul Üniversitesi
İstanbul
21 okur puanı
Nisan 2014 tarihinde katıldı
Hürriyet başkasına zarar vermeyecek her türlü yetkiyi kullanmaktır” denildiği zaman vatandaş hürriyetinin, yalnız bunun amaç olduğu, devletin bu amacı sağlamak için bir araç olarak düşünüldüğü ifade edilmiş olur. Ancak, bu araçtır ki, milletin, tüm menfaat ve amacını koruyacaktır. O halde, bireysel hürriyete sınır olarak “başkalarının hürriyet sınırını” gösterirken bireysel hürriyetin, milletin genel menfaatinin gerektirdiği dereceden daha fazla sınırlandırılmayacağı kabul edilmiş oluyor. Bu düşünce basittir; ancak uygulaması çok güçtür. Çünkü bireysel hürriyet derecesi, devletin çalışmasını zayıflatmaması gerekir. Devletsiz bir toplum veya zayıf bir devlet hayatının sonucu, herkesin herkese karşı mücadelesidir. Bu mücadelenin çoğunluğun hürriyetini boğmayacak şekilde, doğrulanması gerekir.
Reklam
İnsan, öncelikle tabiatın esiri idi; sonra, buna, gökyüzünden kuvvet ve yetki alan bazı adamlara esir olmak eklendi, insan toplulukla büyüdükçe ve devlet devlet haline geldikçe, bireyler üzerindeki ağırlık o kadar çoğaldı. Devletin başında bulunan adamın hakkı, sınırsız, kayıtsız, şartsız kesin bir kudret olarak kabul ediliyordu. Devletin şekli imparatorluk veya cumhuriyet olsun, bunun önemi azdı; bireyin, kişisel bir hakkı yoktu. Eski zamanlarda insanların, yapabildikleri medeniyetlerinin en yüksek devirlerinde böyle idi. Bireyin hakkı, hükümdarın menfaatine olarak, ilahi hak içindeydi. Bu hakka dayanarak, hükümdar, halkının hürriyetini istediği gibi kullanma yetkisine sahip olabiliyordu; bu, bireyin hakkına saldın sayılmazdı.
96 syf.
9/10 puan verdi
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov
8.6/10 · 100bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
208 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger
6.6/10 · 59,5bin okunma
Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık! Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık... -Cemal Süreya
Reklam
Bu başına sardığını düşündüğüm bela; özel bir çeşit, dehşet verici bir bela bu. Başına bela sarıp düşmeye başlayan birine dibe vardığını anlama şansı verilmez. Düşer, düşer, düşer, ama düştüğünü anlayamaz. Tüm düzen, hayatlarının şu ya da bu döneminde çevrelerinin onlara veremediği şeyleri arayan insanlar için kurulmuştur. Veya çevrelerinin onlara sağlayamadığını sandıkları şeyleri arayan insanlar için. Onlar da, aramaktan vazgeçerler. Beni dinliyor musun?
Sayfa 176 - YKYKitabı okudu
Yapayalnızdır her insan. Yalnız doğar, yalnız ölür. Yalnızlığı yıkan, paylaşmaktır. Kalbinle ve ruhunla. İşte bu yüzden savaştır paylaşmak aslında. Sen bu savaşı yalnız vermeyi tercih ettin Biz olmayı değil.
Aslında, yapmam gereken şeyi biliyorum, kitabını bulup, o kitabı okumam gerek benim. Benim derdim de bu işte, böyle zırvaları kendi başıma okumam gerek. Bir aktör oynamaya kalkınca, zor dinliyorum. Her an, ne sahtekarlık yapacak diye kıvranıp duruyorum.
Sayfa 113Kitabı okudu
Eskiden onu pek akıllı sanırdım, o aptallığımla tabii. Öyle sanmamın nedeni; tiyatro, edebiyat ve bütün bu zırvalıklar üzerine çok şey bilmesiydi. Birisi bu konularda pek çok şey biliyorsa, onun aptal olup olmadığını anlayabilmeniz epey zaman alıyor.
Sayfa 102Kitabı okudu
Benim içimde de, daima var olacağını zannettiğim birçok şey yok oldu, onların yerini alan yenileri ise, o sırada tahmin edemeyeceğim yeni üzüntülere ve yeni mutluluklara yol açtılar; buna karşılık, eski üzüntülerimi ve mutluluklarımı da şimdi anlamakta güçlük çekiyorum.
Reklam
İçim kuru. Bu mu onca uğraşın sonu? Burada nerelerden geçip geldiğim bungunluk, kimlerden gelip geçtiğim durgunluk, olgunluk bu mu? Oldum mu? -Oruç Aruoba
Cahilsin, okur öğrenirsin. Gerisin, ilerlersin. Adam yok, yetiştirirsin. Paran yok, kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur. Ahmet Hamdi Tanpınar
Düşmüş olduğumu ve daha fazla düşemeyeceğimi bilmek rahatlatıcıydı. -Sylvia Plath
Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti… -Sabahattin ALİ
192 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.