1. BÖLÜM
AYDIN:KELİME-KAVRAM-TİP-FONKSİYON
TANZİMAT DEVRİ TÜRK AYDINLARI
''Tanzimat aydınlarının yanıldıkları diğer bir nokta ise getirmek istedikleri "Aydınlanma Devri" fikirlerinin, Rönesansla başlayan ve "Aydınlanma" ile devam eden bir tekalmül devresinin bulunduğunu görememeleri ve bu fikirleri böyle bir tecrübeyi yaşamamış Osmanlı toplumuna yaymaya olur. ''
Hilmi Ziya Ülken, Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi, İstanbul, 1 994. a.g.y.
Kuran-ı Kerim (Hasan Basiri Çantay meali )
Siyer-i Nebi (muhtasar)
Edebü’d-Dünya Ve’d-Din (İslam’da Dünya ve Din Edebi), İmam Maverdi
Edep Eğitimi, Muallim Naci
Batılılaşma İhaneti, D. Mehmet Doğan
Türkçe Düşünmek, Türkçeyi Düşünmek– D. Mehmet Doğan
Eğitim Felsefesi, Saffet Bilhan
Eğitim Felsefesi, Hilmi Ziya Ülken
Türk Tefekkürü Tarihi, Hilmi
Hilmi Ziya Ülken'in hocası Mehmet İzzet Yusuf Akçura ile ilk kez tanıştığında
'"Ne tahsil ediyorsun?" Diye sormuş. Mehmet İzzet "Felsefe tahsil ediyorum" cevabını verince o meşhur Türkçümüz şöyle demiş: Bize filozof değil, demirci lazım!
Bu tavsiye karşısında ne diyeceğini bilemeyen zavallı Mehmet İzzet daha sonra şu itirafta bulunmaktan kendini alamayacaktır: "O zamandan beri, başkalarına felsefe'den bahsetmeye ne kadar heves duysam da yine biraz korkarım."
Madem benden tavsiye istediniz, buyrun 100 kitap tavsiyesi...
Hak Dini, Kur’ân Dili – Elmalılı Hamdi Yazır
Riyazüssâlihin (Hadis)
Risâle-i Nûr Külliyatı – Said Nursî
Muvazzah İlm-i Kelâm – Ömer Nasuhi Bilmen
Asr-ı Saâdet – Mevlânâ Şiblî
Hayâttü’s-Sahâbe – M. Yusuf Kandehlevî
Nimetü’l-İslâm – Hacı Zihni Efendi
İslâm Fıtrî Tabiî Umûmî Bir Dindir –
TAHA AKYOL
Ahmet Hamdi Tanpınar Namık Kemal’i anlatırken “bizde nadir görülen faziletlerden birine daha sahipti; kayıtsız şartsız kendi fikrinin adamıydı” diye yazar.
Cemaatin, mahallenin, hükümdarın, şeyhin, partinin, liderin sözlerini tekrarlayıp durmak yerine “kendi” başına düşünmek, “kendi fikrinin” insanı olmak… Yani bağımsız düşünce… Bizde gerçekten nadirdir.
Asırlardan beri “sürüden ayrılanı kurt kapar” diye korkutuluruz. “Sıkılmış bir yumruk gibi” olmamız, “safları sıkıştırmamız” istenir… Epey mesafe aldık elbette ama hâlâ mahallemizde “aksi davul çalmak” ya da “icat çıkarmak” sıkıntılıdır.
Tanzimat’a kadar bizdeki fikir tartışmaları, nelerdir?!. Hilmi Ziya Ülken, “eski otoritelerin mutlak hükmü altında tenkit ve tahlil görüşü gelişemiyordu” diye yazar. (Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, cilt I, s. 47)
Siyaset aynı zamanda güç kavgası olduğu için rakipleri eleştirmek, olağandır, sıradandır. Asıl fazilet, mahallemizi ve kendi otoritelerimizi eleştirebilmektir.
Melikşah Sezen / Vuslat Dergisi
Türkçülük İdeolojisi ve Mâturîdîlik: Bir İdeoloji İstikametinde Mâturîdîliğin Keşf ve İstismarı
Ehl-i Sünnet dairesi içinde yer alan kelâm fırkalarının kurucu iki reisinden bir tanesi olan İmam Ebû Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâturîdî es-Semerkandî (ö. 333/944) ve ona nispetle anılagelen itikadî
Sokrat'ın, Frued'un, İbn Sina'nın, Ebu Hüreyre'nin, Gazzali'nin, Hilmi Ziya Ülken'in, Cemil Meriç'in, Sabahattin Eyüpoğlu'nun veya Salah Birsel'in eteği dibine oturup öyle şeyler öğrenirdim ki... Hiçbir kitabın muhtevası, ilmime yetmezdi.
Buse
@medlifebuse
·
20 Kasım 2022 14:05
Gerçek bilgi okuldan değil kitaplardan edinilir diyordu büyük filozof Erasmus.