Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep

#yalnızlık
Yalnız, gökyüzündeki yıldızlardan çayın dibindeki çakıllara, doğu tarafından kopup gelen bulutlardan batı tarafındaki denize kadar uzanan ve yayılan bu kocaman gecenin içinde, yapayalnızdı. Düşüncelerini hangi istikamete koşturursa koştursun, karşısına kimse çıkmıyordu. Şu anda bu koskoca dünya üzerinde kendisini düşünen bir tek kişi bile mevcut olmadığına o kadar emniyeti vardı ki, acı bir kabadayılıkla kendisi de hiç kimseyi düşünülmeye layık bulmuyor; fakat bundan, sebebini anlayamadığı bir üzüntü duyuyordu.
Reklam
Herhangi bir yerde doğmuş ve herhangi bir adamın oğlu bulunmuş olmak bu kadar mühim değildi. Asıl mühim olan, iki insanın birbirini bulması bu derece güç olan şu dünyada, bu nadir saadete ermekti. Öte tarafı hep teferruattı.
“Olanaksızı olanaklı kılmaya çalış. Aşağılardan başlama, çünkü şu anda oradasın. Birileri merdiveni çekip almadan basamakları hızla tırman. Korkuyorsan, bir dua oku, ama devam et.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
bugün bile "bu sabah Londra radyosunda..." nakaratını Ortadoğu'da çok sık duyarsınız. Bu sözler her zaman "Londra radyosu"nun doğruyu söylediği varsayımıyla sarf edilir.
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Entelektüel
EntelektüelEdward Said
8.3/10 · 923 okunma
Reklam
hiçbir sözüne inanmadığı halde başını sallamış olmak, kendini küçültmek, kendini küçülttüğü halde bir sonuca varamamış olmak vardır.Sonra "birikmiş alacaklarım vardı bu dünyadan" vardır, " bana yapılan bir haksızlık var, albayım" vardır, "tuzağa düşürülmüştüm" vardır, "ben de harcanıp gidiyordum bu aptalların arasında" vardır, oyuna getirildiğini düşünen, herkesin burnundan getirmek isteyen öfkeli bir Hikmet vardır.
Boğucu orta sınıf hayatların zehirlemiş olduğu bütün çocuklar
..yanlış yer, yanlış zaman, yanlış insan. Sizi yanılttığı için karşınızdakine, yanlış şeye umut bağladığınız için kendinize duyduğunuz öfkeyi bastırdığınızda tek bir duygu kalır geriye: Sıkıntı. Çağrı var, çağıran var, çağrıldığımız yerde bekliyoruz, ama hiçbir sey olmuyor.
Bizde en çok sıkıntı uyandıran anlar yalnız olduğumuz anlardan çok, başkalarının yanında kendimizi yalnız hissettiğimiz anlar değil mi? Oyun arkadaşı bulamadığımız anlardan çok, oyun arkadaşlarımızla birlikteyken sıkıldığımız anlar? Bir şeylerin olmasını beklediğimiz, bu şeylerin bir türlü gerçekleşmediği anlar.
Tam olarak ne zaman yaşarız bunu: Evin dışarıya karşı bir sığınak olduğu kadar bir engel de olduğunu fark ettiğimiz an mı? Evin geçici, ana babamızın güçsüz, ölümlü olduğunu sezdiğimiz an mı? Yoksa evin bize bir iç dünya bağışlarken aynı zamanda büyük bir iç sıkıntısı da verdiğini, bir iç dünyası olmanın bedelinin bu iç sıkıntısı olduğunu fark ettiğimiz an mı?
Reklam
Çocuğa söylenen şu: Dışarısı karanlık, tehlikeli; içerisi aydınlık, emin. "Ama evde olanın, hayatının şu ya da bu anında mutlaka soracağı bir soru var: Ya ışık dışarıda, karanlık olan evse?
Mantığın Çocukluğu
"oyun evresinde izin verilmiş ancak zihinsel gelişimin seyri içinde mantıksal eleştiri tarafından söndürülmüş"
Atay bütün bunları anlatmak istiyordu; evet, dilin hiçbir zaman anlatamayacağı ama unutulmasına da razı olunamayacak şeyleri, "hepimizi ezen yaşatmayan ağırlıklar"ı, harcanmış hayatları, bir zamanlar birilerinin uğradığı bir haksızlığa seyirci kalmış olmayı, başkasının acı çekmesini kabul etmenin insanı nasıl güçsüzleştirdiğini, yani yoğun duygular olmadan anlatılamayacak, yoğun duygular olunca da anlatılamayacak, zaten artık birçoğumuzun gülünç duruma düşmemek için çok darda kalmamışsak ya da sarhoş değilsek anlatmamayı seçtiğimiz şeyleri.
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ev Ödevi
Ev ÖdeviNurdan Gürbilek
8.1/10 · 238 okunma
322 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.