Ey belleği zayıf, ey aklı kıt, ey ahlakı düşük insanlar, beni unuttuğunuz günden başlayacağım.... ve tek tek yazacağım unuttugunuz ne varsa bana dair, hepsini satır satır, kelime kelime... sizin kanınızla...
Ne zamanın acımasızlığı, ne insanın vefasızlığı, ne ufalan taş , ne eriyen mermer, ne çürüyen ahşap, ne sözün çaresizliği, ne duanın kifayetsizliği; hiçbiri ama hiçbiri önleyemeyecek gelmekte olan hükümdarlığımı.
Osmanlılar ne Birleşik Haçlılardan çekinirler, ne de yeni bir Aksak Temür Beğ'in çıkmasından telâşa kapılırlardı. Fakat bir Osmanlı Şehzadesinin meydana atılmasından büyük huzursuzluk duyarlardı. Osmanlı ancak Osmanlı'dan korkardı.
Neden hayattaki her şey gitmek, gelip geçmek zorundaydı? Zezé, yalnızca doğmak, yola çıkmak demek olduğundan. Yolculuk, daha ilk dakikada başlar. İlk kez soluk aldığın anda. Hayatın katı gerçeğiyle savaşamazsın.