Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüseyin Ünal

Hüseyin Ünal
@hsynnll
Avukat
İstanbul Üniversitesi
51 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Özgüvenli bir bağnazlığın gölgesinde yeşermeye çalışan masum duyguların bir hikayesi bu eser. Hikayeden çok teknik açıdan bakınca da, Gabriel Garcia Marquez'in çok sevdiğim bir yönünü de bariz bir şekilde tanıyoruz bu kitapla. O da duyguları sözlerle değil eylemle okuyucuya aktarması. Sahnede gerçekleşen eylem ve davranışlar bize karakterin ruh halini çok güzel yansıtıyor. Marquez karaktere yaptırdığı şeyin okuyucuda hangi duyguyu uyandıracağını çok iyi biliyor. Bir küçük notu da kitabın son kısmına geçiş aşamasına düşmek istiyorum. Trajedinin yaşatacağı şok etkisini büyütmek isteyen yönetmenlerin, olumsuz sahnelerin başlamasından hemen önce mutlu bir tabloyu sunması nasıl trajedinin etkisini büyütüyorsa, engizisyon faaliyetlerinin başlamasından hemen önce okuyucuya sunulan mutlu tablo da aynı etkiyi yaratıyor.
Aşk ve Öbür Cinler
Aşk ve Öbür CinlerGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20166,7bin okunma
Reklam
464 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Uzun zaman önce elime alıp özel isimlerin karmaşasından ve anlam veremediğim masalsı anlatımdan kısa süre içinde bunalarak bir kenara attığım, ancak daha sonra Gabo'nun karşı konulamaz davetkarlığına yenik düşerek bir cesaretle yeniden başladığım bu kitabın kapağını, ömrüm boyunca hayatımda yer edeceğine adım gibi emin olarak sonsuz bir saygı içinde kapattım. Başladıktan bir süre sonra kitabın masalsılığı, gerçekliğin yerini alıyor ve bu gerçekliğin gücü sizi bir an olsun yalnız bırakmıyor. Kendinizi Ursula'nın ayakları arasında dolanan velet bir Buendia olarak bu ailenin tarihini izler halde buluyorsunuz. Betimlemelerin gücü sizi öylesine etkiliyor ki, kitapta çok fazla konuşma olmamasına rağmen sanki yüz yıldır bu ailenin her bir ferdiyle uzun uzun sohbet etmişsiniz gibi hüzünlü bir mutluluk içinde buluyorsunuz kendinizi. Gözlerinizin önünde neler yaşayıp en sonunda ne hallere gelen karakterlerin yaşadığı bunalımlara da coşkulara da en gerçekçi bir şekilde ortak oluyorsunuz. Buralar tamamen işin tekniğiyle alakalı konular tabii. Gel gelelim Gabriel Garcia Marquez'in tüm bunları yaparken bir de işin içine toplumsal kaygılarını, siyasal hezeyanlarını, hakka ve doğruluğa olan inancını ve okuyucuya yer yer trajik manzaralar sunan anlatım gücünü de gördüğünüzde, yapabileceğiniz tek şey bu eserin önünde saygıyla eğilmek oluyor. Kitabın hiçbir yerinde gereksiz ve amaçsız bir anlatı kırıntısı dahi olmadığı gibi, tek bir an dahi gerçeklikten uzaklaşıp okuyucuyu fantastik bir boşluğa bıraktığı da olmuyor. Gerçekten de bu kitapta gerçekliğe dayanmayan tek bir cümle dahi bulamıyorsunuz.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,2bin okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Umudun ve hatıraların acı tadıyla yaşama tutunabilen ve bundan başka hiçbir şeyi olmayan albayın gözünden izlediğimiz, okuyucuyu gerçekliğin dehşetine düşüren bir hikaye. Aslında hikaye demeyi de doğru bulmuyorum çünkü Marquez burada başı ve sonu olan bir hikaye yazmaktan çok umutla gerçek arasında sıkışmış hayatların bir fotoğrafını sunuyor bize. Bu tablonun okuyucuya verdiği acıyı, toplumun riyakârlığı ile çoğaltıyor. Yalnızlık, sabır ve umut girdabında, okuyucuyu karamsarlığa düşürmeyen bir masalsılıkla sunulmuş, büyük bir keyifle okuyup bitiriverdiğiniz şok edici bir eser.
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Herkesin gerçekleşeceğini bildiği bir cinayeti konu eden bu kitabın konusunu ben de okumadan önce biliyordum. Hikayenin kahramanları bu cinayet karşısında nasıl bir şaşkınlığa uğramışsa, ben de konuyu bilmeme rağmen kitabı bitirdiğimde aynı şaşkınlığa uğradım. Son zamanlarda okuduğum en lezzetli eserdi. Eser kısa da olsa bir film izlemişsiniz etkisi bırakıyor. Yazarın betimlemelerdeki başarısı, kanın döküldüğu sahnenin beklediğimden daha çarpıcı olmasını sağladı.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,6bin okunma
520 syf.
7/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Yazarın okuduğum ilk kitabı olan Benim Adım Kırmızı, sıkı bir çalışmanın ürünü olduğunu daha ilk sayfalarda size açıkça söylüyor. Okurken zorlanmayacağınız, birden fazla üslup denemesini kendi içinde barındıran, alt anlatımlarla sizin de katılımcısı olabileceğiniz eski tartışmaların masaya yatırıldığı ve bunu yaparken de size kötü olmayan bir
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,1bin okunma
Reklam
480 syf.
3/10 puan verdi
Klasik bir "palaroman". Bir palaromanda olmazsa olmaz tüm özellikleri içeriyor. Öncelikle şark edebiyatının büyük külliyatlarından bir tema seçeceksiniz kendinize. Bu temayı popüler bir tarihi döneme yapıştıracaksınız. Bunu yaparken tarihi bazı gerçekleri eğip bükmenizde hiç mahsur yok, çünkü soran olduğunda ben tarihçi değilim diyerek işin içinden sıyrılabiliyorsunuz. Karakterlerinizi yontup biçerken daha önce bin defa kullandığınız tiplemeleri de yapıştırmanızda bir mahsur yok. Ne de olsa doğu edebiyatında tüm aşıklar Mecnun tüm maşuklar Leyla. Sırıtmaz asla bu tiplemeler. Bölüm başlarına birkaç güzel beyit yapıştırırsınız. Çok sıkıştığınızda caps haline getirilmiş facebook paylaşımlarından hallice olan birkaç popüler dini söz yapıştırırsınız. Alın size palaroman. Bir palaromanda kurgu görmezsiniz. Orjinallik bulamazsınız. Hep eskilerin tekrarının popüler bir şekilde uygulamalarını okursunuz. Bu sene Kanuni mi moda oldu, yapıştır bir Kanuni temalı palaroman. Gelecek sene Mevlana mı moda, yapıştır Mevlanayı. Bölüm başlarına Mesneviden birkaç beyit. Bir kaç facebook paylaşımı... Neyse Katre-i Matem diyorduk. Gözyaşlarıyla okuduğum bir palaroman oldu. Bu gözyaşları, aynı zamanı harcayarak daha fazla faydalanabileceğim ve yerine Katre-i Matem okumaya karar vererek kaybettiğim bir başka kitaba duyduğum matemdendi. Teşekkürler İskender Pala.
Katre-i Matem
Katre-i Matemİskender Pala · Kapı Yayınları · 202222,2bin okunma
626 syf.
7/10 puan verdi
Normalde düzenli okumayla en geç bir haftada bitebilecek bir kitapken, İlber Ortaylı'nın ağzından yazılan kısımları kafamda onun konuşma tarzı ve hızıyla seslendirdiğimden bitirmemin bir kaç ay sürdüğü bir kitap olmuştur benim için. :)
Zaman Kaybolmaz
Zaman Kaybolmazİlber Ortaylı · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2017558 okunma
83 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Stefan Zweig'in tüm meslektaşlarına meydan okuduğu kitap budur benim için. Bu kadar kısa bir yazıda öyle büyük şeyler başarmış ki, şayet öykü türünde eserleri olan bir yazar olsaydım bu kitabı okuduktan sonra kalemimi defterimi rafa kaldırıp inzivaya çekilebilirdim. Stefan Zweig bu öyküsünde okuyucuya güzel bir hikaye bırakmaktan çok, diğer yazarlara teknik nedir, teknik öyküyü nasıl büyütür, gerilim enflasyonu nedir, sadece anlatım tekniği ile okuyucunun gerilimi nasıl yükseltilir gibi konularda ders vermiştir. Okumaktan çok yazmakla ilgilenenler için bir başucu kitabıdır.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,8bin okunma
453 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitabın lise dengi tüm gençlerimize okutmamız gerektiğini düşünüyorum. Hayır ABD tarihinin Türk genci için çok önemli olmasından ötürü falan değil. Bu kitapta bir devleti "devlet" olarak kurmaya çalışan bir sürü entelektüel insanın çabalarını ve düşüncelerini okuyacaklar. Bu kitapta dünya insan hakları tarihinin gelişimini ve modern
ABD Tarihi
ABD TarihiHenry Steele Commager · Doğu-Batı Yayınları · 2005279 okunma
150 syf.
8/10 puan verdi
Eğlenceli bir dille yazılmış güzel bir kitap. Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatan daha güzel kitaplar okumuşsunuzdur, ya da illaki okuyacaksınızdır. Ya da tarihi bir olayı belgeleriyle delillendiren daha ciddi çalışmalar da karşınıza çıkacaktır. Bu kitap öyle bir kitap değil. Sansasyonel başlığıyla, eğlenceli anlatımıyla bir Atatürk hayranının gözünden Atatürk'ü anlatıyor. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Dahi Diktatör
Dahi DiktatörCelal Şengör · Ka Kitap · 20173,640 okunma
Reklam
169 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir nüshasına sahip olmakla beni oldukça gururlandıran bu nadir kitap, yıllarını eski şiirin şerhlerine adamış bir münevverin, ömrünü vakfettiği konuya eleştirel olarak yaklaştığı ve bir çok ön kabulü yerle bir eden eşsiz bir inceleme kitabı aynı zamanda. Gölpınarlı bu kitabında divan şairinin ikiyüzlülüğünü ve halktan kopuk saray erbabının hayattan da nasıl kopup gittiğini okuyucunun yüzüne vuruyor. Ancak burada belirtmem gerekir ki Gölpınarlı, sanırım gençliğinin verdiği heyecanla çok sert ve ağır bir üslupla yapıyor tüm bunları. Yıllar yıllar sonra kendisine bu kitap sorulduğunda, şimdi olsaydım bu kadar sert yazmadım dediği söylenir. Peki ne anlatmış bu kitapta Gölpınarlı? Bizim bugünün dünyasından hayranlıkla izlediğimiz eski şiirin aslında birbirini tekrar edip duran, kalıplardan çıkıp özgürleşemeyen, aynı kokuyu aynı tadı sündürüp sündürüp hünkarın üç beş akçelik lütfu için divanlar dolusu tekrardan gocunmayan şairin, bir halk şairinin kudretli deyişleri altında nasıl çaresizce ezilebildiğini okuyucunun takdirine sunmuştur. Bunu yaparken de devrin ve düzenin ağır bir eleştirisini yapmıştır. Bugün yazsaydım böyle sert yazmadım diyen Gölpınarlı'nın şu sözlerle devam ettiği söylenir: "Sert yazmazdım belki ama yazdığım her şeyin de arkasındayım." Bu nadir kitap, meraklısına güzel ufuklar açan kısa ama etkili bir eleştiridir aynı zamanda. Yayınlandığı yılların edebiyat dünyasını çalkalamış olduğu da tarihsel bir gerçektir.
Divan Edebiyatı Beyanındadır
Divan Edebiyatı BeyanındadırAbdülbaki Gölpınarlı · Marmara Kitabevi · 194521 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir devrin son sadâlarının yankılandığı bu şiirler, aynı zamanda bir şairin kendini tamamladığı ustalık döneminin bahtiyar terennümlerini okuyucuya dinletiyor. Daha güzel yanı ise; eski musikinin zirvesi ve son durağı olan Münir Nurettin Selçuk'un yorumları, Yahya Kemal şiirini klasik İtalyan operaları ile yarıştırır hale getiriyor. Yahya Kemal ve Münir Nurettin ikilisi, yitip giden eski temaşaların coşkulu yankıları olarak meraklı ruhlarda rindçe çınlamaya devam ediyor.
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları · 19833,564 okunma
912 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Umberto Eco, her kitabında başka hiçbir anlatıcıda olmayan bir yolu seçiyor. Bu yol anlatıcı için hiç de kolay olmayan yol. Eco'yu ilk okuyuşunuzda basit bir kandırmaca gözünüze çarpıyor. Çünkü yazar okuyucunun merak duygusuna saldırıyor. Bir şeyleri söyleyip pek çok şeyi gizleme yoluna gidiyor. Bu eskimiş teknik pek çok ucuz roman müellifinin can
Foucault Sarkacı
Foucault SarkacıUmberto Eco · Can Yayınları · 20211,564 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Daha çocuk yaşta okuduğum ve hayatıma bir anlamda yön verdiğini düşündüğüm ilk "gerçek" kitap. Bazı kitaplar vardır, okur geçersiniz. Size o an için iyi vakit geçirtir. Başka da vaadi yoktur. Ama bazı kitaplar da vardır ki, okuyup bitirdiğinizde sizde bir eksiklik bırakır. Kitabın size verdikleri o ana kadar farkına varmadığınız şeylerdir. Sanki ilk defa yediğiniz çok lezzetli bir meyvenin bıraktığı tadı alırsınız okurken. Ve bittiğinde o lezzetin devamını ararsınız. Bu nedenle yeniden başlamak istersiniz ve bir süre sonra bakmışsınız ki tekrar tekrar okur olmuşsunuz o kitabı. İnsan Neyle Yaşar da böyle bir kitap. Hayatım boyunca defalarca okuduğum ve defalarca lezzet aldığım, her bitirişimde bir eksiklik hissettiğim nadide bir lezzet benim için.
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019191,1bin okunma
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Anlattığınız öykünün okuyucuda bıraktığı etki, kullandığınız anlatım tekniğinin gücüyle doğru orantılıdır. Puslu Kıtalar Atlası bu tezin en güzel örneği. Neredeyse teknik öykünün önüne geçmiş. Bu da, bu kitabın yerel eserler içinde özgün ve çok taklit edilen bir konuma yerleşmesini sağlamış. Her sene bir kitap çıkarıp piyasaya oynayan anlı şanlı tarihi polisiye yazarlarımızın bu kitaptan öğrenmesi gereken çok şey var diye düşünüyorum.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,2bin okunma