Bay Golyadkin...
Kendisi olmaya çalıştıkça, istediği ilgiyi ve ortamı elde edemeyen başkahramanımız. Yalnız olmak da istememektedir. Diğerleri gibi olmaya çalıştıkça her şeyi de eline yüzüne bulaştırmaktadır, çünkü bunu bir türlü başaramamaktadır. “Öteki” sevilen, diğerlerinin arasına girebilen, onlarla eğlenen, onların davetlerine katılan, istediği terfiyi alan, yani hayat oyununu kurallarına göre oynayan bir Bay Golyadkin’dir, aslında herkes gibi biridir. Romanda da iki Golyadkin arasındaki ya da sahte ve gerçek benlik arasındaki şiddetli ikilemi görüyoruz. Daha fazla detay vermemek adına bu kitabı özetleyeceğini düşündüğüm bir dizeyle incelememi bitirmek istiyorum, Sezai Karakoç :
"Herkes gibi olmak, olmayacak bir şey
Herkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey" demiştir. Gerçek benliğimizle var olabileceğimiz, çevremizdeki hatta belki yanıbaşımızdaki ötekilere kulak asmadan yaşayabileceğimiz huzurlu bir hayat umuduyla.