Ona çay ikram etmiştim, bir kedi gibi huzursuzdu, ama o anda bile belli bir klası vardı.
Humphrey Bogart
Lauren, hep bir şeyler öğrenebileceği yaşlı erkeklerin çekimine kapılır.
Reklam
Bu ben!!!
Onu öptüm ama hiçbir zaman tanımadım.
…kendi deneyimimiz öyle olabildiğimizi ileri sürse de pek azımızın çok meşhur olduğudur; başkaları tarafından beklediğimiz kadar dikkatli bir şekilde incelenmiyoruz. Casablanca'nın başlarında, Peter Lorre bir parça onaylanmak için Humphrey Bogarta bakıp, "Benden nefret ediyorsun, değil mi?" diyerek bu dersi yaşayarak öğreniyor. “Seni düşünecek vaktim olsaydı muhtemelen ederdim" diye cevaplıyor Bogart. Bence Casablanca'daki bu anı bizzat yaşamak hepimiz için faydalı olacaktır.
Sayfa 132
İnsan erkeği, doğası itibariyle eline geçen çokeşlilik fırsatlarından yararlanmaya ve servet, güç ve şiddeti diğer erkeklerle rekabet içinde olduğu cinsel amaçları uğruna araç olarak kullanmaya yatkındır. Bu, pek de gurur verici bir tablo değildir ve tekeşlilik, sadakat, eşitlik, adalet ve şiddete başvurmama gibi etik tercihlere aykırı bir doğayı betimler. Fakat benim görevim tavsiye vermek değil tarif etmektir. Ve insan doğasına dair hiçbir şey kaçınılmaz değildir. Afrika Kraliçesi filminde Katharine Hepburn, Humphrey Bogart'a buna dair şöyle der: "Doğa, Bay Allnut, bu dünyaya aşmak için geldiğimiz şeydir."
Sayfa 247Kitabı okudu
Affect’leri en rahat insan yüzünde gö­rüyoruz, insan yüzünün işlenmesinde görüyoruz. Tabii kö­tü filmcilik bunu da klişeleştirebiliyor, çünkü bir affect'in en kolay ifade bulabildiği şey insan yüzü, bir affect'i vermenin,yaratmanın en kolay yolu o. Hollywood, Yeşilçam filmlerine bakın; aksiyonlardan değil, ajfjfect’lerden de klişeler üretmeyr dayandıklarını görürsünüz, vodvil tarzında ifade tiplerinin klişeleştirilmesinde, kalıplaştırılmasında. Dikkat ederseniz, klişenin bir özellliği vardır: tekrarlanabilir olması, çok kolay tekrarlanabilir olması. Oysa gerçek anlamıyla klişeleştirilmekten kurtarılmış affect imgelere baktığınızda, onlar da tekrarlanabilirler ama özelliklerini, affect imge olmalarını tekrarlanmalarından değil, aslında asla tekrarlanmayışlarından elde ederler ya da türetirler. Tekrarlanmadıkları ölçüde bu ajfjfect’lerin ezeli ebedi olduğunu görüyoruz. Tabii Adorno’nun deyişiyle kültür endüstrisine ait sinema aygıtı tekrarlanarak kurulan yüz ajfjfect’lerini klişeleştirir. İşte “Tom Cruise bu role çok iyi gidiyor”, “Greta Garbo’yu ayarlamak laxım bilmemne filmi için”. Bunlar yüz klişeleridir. Humphrey Bogart yüzü, Clark Gable suratı, ne bileyim işte Zuhal Olcay ağlaması [gülüşmeler]. Ediz Hun bakışı... bunları kli­şeler olarak kategorize edebilirsiniz. Hülya Koçyiğit’in ağlaması Fatma Girik ağlamasından farklıdır.
Sayfa 235Kitabı okudu
Reklam
43 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.