Bu sefer hepsi birden seslendiler :
- " Bizi unutma!..."
- " Bizi an!.."
Anası tek başına söyledi :
- " Ölüm o kadar güç değildir. Unutulmak yamandır. "
Babası fısıldadı :
- " Asıl ölüm unutulmaktır. "
Amcası ilâve etti :
- " Unutmak da ölmektir. "
İsa Beğ devam etti :
- " Hayat birkaç hâtıradır. "
Balâ Hatun bitirdi :
- " Hayat ölümün başlangıcıdır. "
Bir kere şunu söyliyeyim ki ben devletin bana bahşedeceği soyadına muhtaç değilim; onu soysuzlar düşünsün. Devletin, yani o zamanki Halk Partisinin kabul ettiği Soyadı Kanunu yanlıştır. Çünkü Türklerde soyadı isimden sonra değil, önce gelir. Dilin yapısı böyledir. İlle Avrupalılara benzeyeceğiz diye soyadını sona almak, şuur altına işlenmiş bir aşağılık duygusunun mahsulüdür. Biz Avrupalı falan değiliz. Buz gibi Asyalıyız ve hepsinden üstün olarak da Türk’üz... Anladın mı monşer? Avrupalı olmak meziyet olmadığı gibi, Asya olmak da kusur değildir. Unutma ki Arnavut Avrupalı fakat Japon Asyalıdır.
Ey saçları 《alâgarson》kesik hanım kız!
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Bacağımla alay etme pek topla diye.
Bir sorsana o topallık nerden hediye?
Sen Şişli’de dans ederken her gece, gündüz,
Biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz