Kendine ait zaviyede Allahü Teâlâ'ya ibâdetle meşgul olan münzevî bir âbid vardı. Bir kadına da bir hastalık arız olmuştu. Kadının kardeşleri, kendisini, tedavi olur ve şifa bulur ümidiyle bu adamın yanına bırakmışlardı. Zamanla kadın âbidin nefsine hoş göründü ve tuttu zina etti. Kadın bu beraberlikten hamile kalmıştı. Derken Şeytan geldi, ne
Ebû Hureyre (Allah ondan razı olsun)'den bize aktarıldığına göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Hayber savaşında şöyle buyurdu: "Bu sancağı Allah ve Rasûlünü seven ve Allah'ın Hayber'in fethini onun eliyle gerçekleştireceği bir kişiye vereceğim." Ömer (Allah ondan razı olsun) demiştir ki: O güne kadar emir olmayı hiç istememiştim. Ama bu iş için beni çağırmasını ümit ederek Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'e kendimi göstermeye çalıştım durdum. Fakat Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Ali ibn Ebû Tâlib'i çağırdı ve sancağı O'na teslim ederek şöyle buyurdu: "Yürü, Allah sana fethi ihsan edinceye kadar… Başka birşey düşünme." Hz. Ali derhal hareket etti, geriye dönmeksizin durdu ve: Ey Allah'ın elçisi onlarla hangi hususta savaşayım diye seslendi. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) de şöyle buyurdu: "Onlarla Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Rasûlü olduğuna şehadet etmelerine kadar savaş. Eğer bunu yaparlarsa senden mallarını ve canlarını korumuş olurlar, dinin yasaklarını çiğnemeden doğan cezalar müstesna. O takdirde hesapları Allah'a aittir."
(Yani şer'î cezaları gerektirecek bir suç işlerlerse o suçun cezasını takdir etmek Allah'a ait olup, iç alemlerindeki gizli niyetlerinden dolayı da cezalandırmak yine Allah'a aittir.) (Müslim, Fedâilü's Sahâbe 33)
RİYÂZUS-SÂLİHÎN
Eftahi ricali "mezhebi bozuk" sayan İmâmiyye usulcüleri, hadis rivayeti söz konusu olduğunda onları güvenilir (Sika) râvîler olarak değerlendirmektedirler. Yine İmâmî alimler, Şii kökenli olan veya olmayan diğer dini gruplara vermedikleri bir ayrıcalığı Eftahiler'e tanımaktadır. Son devir ulemasından Mâmekâni'nin,
Yazarın diğer kitaplarını çok beğenmeme rağmen son zamanlarda elimde kalan ve seriyi tamamlamak adına okuduğum kitaplarında bir konudan uzaklaşma görüyorum. Bu kitabında Hz Ali 'den cok islamiyetin doğusu yapılan savaşlar hicret kısacası islami hareketler ele alınmış. Kitap Hz Ali'yi kısa bir şekilde bahsetmiş halbuki 4 Halifeden biri olan Ali'nin halifelik dönemi bile zaten bir kitap çıkarır. okumaktan zarar çıkmaz fakat konu Hz Ali değil onu söylemeliyim.
Hz. AliOrhan Yeniaras · Panama Yayıncılık · 201592 okunma
Ali Ural bana denemeleri sevdirmekle kalmayıp kalemine aşık eden biricik yazarım. Birçok deneme kitabı okudum ama hiçbirinde bu kadar kendine has olanıyla karşılaşmamıştım. Kitap çeşitli denemelerden oluşuyor, her bir deneme bir kelimeden yola çıkıyor ve o "tek kelimeye" varıyor. Okurken kendinizi şiir okuyormuş gibi hissettirecek kadar naif, böylesini görmedim dedirtecek kadar farklı bir üslubu var. Descartes'den, Heraklitos'dan, Nietzsche'den alıntılar verirken öte yandan Hz Ömer'den, Mevlânâ'dan, kıssalar, özlü sözler, hadisler paylaşıyor ve nihayetinde anlattıklarını ayetlerden örneklerle taçlandırıyor. Uzun lafın kısası kendi kendinizle başbaşa kalmak için çok güzel bir kitap.
Akıldan daha faydalı mal
Kendini beğenmekten daha korkunç yalnızlık
Tekbir gibi güzel sığınak
Takva gibi kerem
Güzel huy gibi dost
Edep gibi miras
Başarı gibi kılavuz
Hayırlı amel gibi alışveriş
Sevap gibi kâr
Şüpheli şeylerden ve haramlardan kaçınmak gibi zahitlik
Düşünmek gibi bilgi
Farzları yerine getirmek gibi ibadet
Utanmak ve sabır gibi iman
Alçak gönüllülük gibi yücelik
Hilm, yumuşaklık gibi üstünlük
Danışmak gibi dayanak yoktur.