Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ebu Zer iki şeyi hazmedemiyordu:
1. Valilerin tebaalarından daha üst bir seviyede yaşamaları Çünkü ona göre vali demek, ne demek idi? "Tebaasından önce acıkan, tebaasından sonra doyan adamdı!" Yani o önce halkı doyuracak, bütün halk doyunca ancak o doyacak! Bütün halkın doyması da pek mümkün olmadığı için, vali demek Ebu Zer'e göre aç adam demekti. Onun kitabında yazan bu! Çünkü o bunu görmüş Peygamber'den Ebû Bekir ve Ömer'den. 2. Sahabenin Hz. Peygamber Dönemi'nden farklı yaşamaları Ebu Zer bunu da hazmedemiyordu. O kendisine Efendimiz'den duyduğu (Kıyamet günü bana en yakın olanınız, onu dünyada nasıl bırakmışsan o hâliyle dünya hayatından ahirete göçen, bana kavuşanınızdır.) bir hadisi hedef olarak belirlediği için istiyordu ki bütün sahâbî de böyle olsun. Meşru ve helal bile olsa sahâbîye mal biriktirmeyi yakıştıramıyordu. Bu Ebû Zer'in içtihadıdır. İşte Ebû Zer bu iki şeyi hazmedemediği için mücadelesi hep bunun üzerinden yürüyordu.
Kağıtta onun ismi yazılıydı. Hz. Ebu Bekir istemişti o ismi. Bu adı görenler, "Bilirsin ki Ömer sert mizaçlıdır. Rabbin, Ömer'i halife tayin ettiğin için seni sorgularsa ne cevap vereceksin?" diyecek olmuşlardı da, "Allah'ın kullarının en iyisini onlara halife yaptım, derim," diye cevaplamıştı Ebu Bekir (ra) bu soruyu. Sonunda emr-i Hakk vaki olmuş, minberde yükselme sırası Ömer'e (ra) gelmişti. İşte ilk sözleri: "Allah'ım! Ben sert, şiddetli biriyim, beni yumuşat. Zayıf biriyim, beni güçlü kıl! Cimriyim, beni cömert eyle!" Yüce Allah Ömer'in (ra) kalbini zayıflara karşı yumuşattı, güçlülere karşı değil. Emri altındaki yöneticilere karşı sertliği hiç azalmadı. "Yöneticilerimden biri haksızlık eder de düzeltmezsem bu haksızlığı yapan ben olmuş olurum!" diyerek bilgi sahibi olmaya çalıştı hep yapılan işlerden. Zira ona göre Allah'ın en sevmediği bilgisizlik, devlet başkanının bilgisizliğiydi. Bu yüzdendi Fırat kenarındaki koyunun öte dünyada bir soru işaretine dönüşeceğinden korkması. Bu yüzdendi Mısır Valisi Amr b. As'ın oğlunun, kaybettiği yarış yüzünden bir Kıbtiye "Al sana bir soylu tokadı!" diyerek vurması üzerine verdiği cevap: "Annelerinden hür doğan insanları ne zaman köleleştirdiniz!" Amr b. As'ın Mısır Fatihi oluşu Hz. Ömer'in öfkesini engellemedi. Zira fetih, fethedilen topraklardaki insanların üstüne adaletin gölgesini düşürmek içindi, adalete gölge düşürmek için değil.
Reklam
Ve bir gün Allah'ın dinini yaşatma görevi Hz. Ömer'e verildi. Hz. Ebu Bekir'in vefat ettiği sabah, güneşin ışıkları Hz. Ömer'in kaleminin ve kılıcının üzerine düştü.
Sözün Özü
Sadakat kavramının müşahhas örneği olmuş, ismi zihinlere "Sıddik-i Ekber" olarak kazınmıştır. Çok kritik ve önemli bir zaman diliminde yaşamış ve hilåfet makamının ilk temsilcisi olmuş; bu esnada sözleri, fiilleri ve halleriyle kıyamete kadar gele- cek Müslümalara rol model olmuştur. Ne mutlu Hz. Ebû Bekir'i, arkadaşlarını, Ensår ve Muhacir hitabıyla bizzat Allah'ın özgüsüne mazhar olan sahâbe neslini örnek alanlara...
Hz. Ebû Bekir konuşmasında: "Ey insanlar! Sizler 'Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Sizler doğru yolda olursanız delalette olan kişi size zarar veremez..." ayetini yanlış değerlendiriyorsunuz. Allah Resûlü: 'Bir kavim zulmü görür ona engel olmazsa veya yanlışı gördüğü hâlde onu değiştirmezse, Allah cezasını toplumun geneline yayar!' buyurdu. Ey insanlar! Yalandan sakının, zira yalan imanla farklı taraflardadır." demiştir.
Çok güzel.
Hz. Ebu Bekir; "Ey Ömer! Size bahsettiğim bu zat, yani Sa'd bin Rebi, Resulullah'ın saadet devrinde şehitlik rütbesine ererek, Allah'ü tealanın katındaki makamına ulaştı. Ben ve sen hâlâ şu geçici hayatta yaşamakta olduğumuz hayatın eseriyiz. " cevabını verdi.
Reklam
Dünya sevgisi, mal, makam, mevki ve paraya bağımlılık en büyük engeldir insanın önünde. Öncelikler yer değiştirdi mi çöküş kaçınılmaz oluyor ne yazık ki...
Sayfa 121 - Mevsimler KitapKitabı okudu
Dost, iyi günde değil, kötü, zor ve sıkıntılı zamanlarda belli olur. İyi günde insana herkes dost olurdu.
Sayfa 110 - Mevsimler KitapKitabı okudu
Kibirden aslandan kaçar gibi kaçardı. Bir seferinde Allah Resûlü'nün (sas) "Kim kibirle elbisesini yerden süründürürse Allah kıyamet günü yüzüne bakmaz." buyurduğunu duydu. Acaba ben de onlardan biri miyim endişesine kapıldı. Telaşla Hz. Peygamber'in yanına koştu. - Ya Resûlullah! Elbisemin kolları biraz uzun ama onları he- men kısaltırım, dedi. - Sen bunu kibirlenmek kastıyla yapmıyorsun, buyuran Hz. Peygamber onu sakinleştirdi.
'Dünya ve içindekiler bütün varlığıyla bana gösterildi. Ona, benden uzaklaş dedim. O da uzaklaştı. Ancak şöyle seslendi: 'Allah'a yemin olsun ki benden kaçıp kurtulsan da senden sonra gelenler benden kaçamayacaklar!'
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.