Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Râşid halifelerin beşincisi olarak meşhur olan Emevî Halifesi Ömer b. Abdülaziz [rahmetullahi aleyh] Hicrî 61 (Milâdî 680) yılında Peygamber şehri Medine'de dünyaya geldi. Babası Emevîler'in Mısır valisi Abdülaziz b. Mervân, validesi Hz. Ömer'in [radıyallahu anh] torunu Ümmü Âsım'dır. Çocukluk yılları Medine'de, dayılarının yanında geçti. Küçük yaşta Kur'an'ı hıfzetmesi üzerine babası tarafından Medine'nin meşhur âlimlerinden Salih b.Keysân'a emanet edildi. Salih b. Keysân, hac için Haremeyn'e geldiğinde kendisini ziyaret eden babasına evladı için şöyle buyurdu: "Bu çocuk kadar, kalbinde Allah'a karşı sevgi olan bir başkasını görmüş değilim."
Hz. Ömer ordusu ile Şam'ı fethetmek üzere iken, Şam'da veba salgını olduğunu haber alır ve orduyu Şam'a girmekten alıkoyar. Bunun üzerine orada bulunanlardan bazıları "Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?" diye sorarlar. O da "Allah'ın kaderinden yine Allah'ın bir başka kaderine kaçıp sığınıyorum" cevabını verir...
Reklam
Cebrâil [aleyhisselâm], Allah Resûlü'ne kabir hayatıyla ilgili Hz. Ömer el-Fâruk'a [radıyallahu anh] bildirmesi üzerine bir müjdeyle geldi. Allah'ın elçisi, Hz. Ömer'e hitaben buyurdu ki: "Münker ve Nekir gelip sana soru soracaklar. Sen onlara 'Benim Rabbim Allah'tır, sizin Rabb'iniz kim? Peygamberim Muhammed'dir, sizin peygamberiniz kim? Dinim İslâm'dır, sizin dininiz nedir?' diye cevap vereceksin. Onlar sana, 'Hayret! Sen mi bizi, biz mi seni hesaba çekiyoruz' diyecekler."
Hz. Ömer (radıyallahu anh): "İnsanda on (fıtrî) ahlâk vardır, bunlardan dokuzu iyidir, birisi kötü. Bu kötü (serbest kalırsa) diğerlerini de bozar..." demiştir.
Müslüman, diğer Müslümanın dilinden ve elinden zarar görmeyen güvende olan insandır.
Sayfa 48 - Mevsimler KitapKitabı okuyor
Hz. Ömer bir mecliste dostlarına, "Bir dilekte bulunun, bakalım ne isteyeceksiniz!" diye söz kapısını açtığında, bir adam çıkıp "Keşke bu ev altınla dolu olsaydı da hepsini yoksullara dağıtsaydım," temennisinde bulundu. Onu bir başkası, "Keşke inci, mercan ve zebercet taşları olsaydı içinde de muhtaçlara saçsaydım onları," diye takip edince Hz. Ömer, "İsteyin, istemeye devam edin bakalım," dedi tebessüm ederek. "Başka aklımıza bir şey gelmiyor," diyerek sustular bunun üzerine. Hz. Ömer, bütün dikkatleri söyleyeceği söz üzerine topladığını görüp kendi dileğini paylaştı dostlarıyla: "Bense neyi arzulardım biliyor musunuz? Keşke bu ev Ebu Ubeyde b. el-Cerrah gibi er kişilerle dolup taşsaydı!"
Reklam
Ebu Zer iki şeyi hazmedemiyordu:
1. Valilerin tebaalarından daha üst bir seviyede yaşamaları Çünkü ona göre vali demek, ne demek idi? "Tebaasından önce acıkan, tebaasından sonra doyan adamdı!" Yani o önce halkı doyuracak, bütün halk doyunca ancak o doyacak! Bütün halkın doyması da pek mümkün olmadığı için, vali demek Ebu Zer'e göre aç adam demekti. Onun kitabında yazan bu! Çünkü o bunu görmüş Peygamber'den Ebû Bekir ve Ömer'den. 2. Sahabenin Hz. Peygamber Dönemi'nden farklı yaşamaları Ebu Zer bunu da hazmedemiyordu. O kendisine Efendimiz'den duyduğu (Kıyamet günü bana en yakın olanınız, onu dünyada nasıl bırakmışsan o hâliyle dünya hayatından ahirete göçen, bana kavuşanınızdır.) bir hadisi hedef olarak belirlediği için istiyordu ki bütün sahâbî de böyle olsun. Meşru ve helal bile olsa sahâbîye mal biriktirmeyi yakıştıramıyordu. Bu Ebû Zer'in içtihadıdır. İşte Ebû Zer bu iki şeyi hazmedemediği için mücadelesi hep bunun üzerinden yürüyordu.
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] Hz. Ömer'i [radıyallahu anh] işaret ederek buyurdu ki: "O fitnelerin kapısındaki kilittir. O sizin aranızda yaşadığı müddetçe sizinle fitne arasında kilidi kuvvetli bir kapı bulunur."
Devlet malına karşı son derece hassas olan Hz. Ömer [radıyallahu anh] memurlarından ve halkta da aynı hassasiyeti arardı. Beytülmâldeki memurları sıkı denetler, zaman zaman işlerinde onlara yardımcı olurdu. Devlet hazinesine ait olan bir hayvan kaybolsa memur gibi çık onu arar, "Siz istirahat edin, onu bulması için bir hizmetçi gönderelim!" diyenlere; "Hattâb'ın oğlu Ömer'den iyi hizmetçi mi var?" buyururdu.
Kahvesiz duramayanlar bilir bu aşkı ☕️☕️🥰🥰🥰 Hz. Ömer ne güzel demiş; "Bir kimsenin kıldığı namaza ve tuttuğu oruca bakmayınız. Konuştuğunda doğru söylüyor mu, kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete riayet ediyor mu, Helal ve Haram gözetiyor mu, insanlara merhametli davranıyor mu ona bakınız."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.